Günümüzün rekabetçi ekonomik ortamında, kendi işini kurmak birçok birey için hem heyecan verici bir fırsat hem de oldukça zorlu bir süreçtir. Başlangıç aşamasındaki girişimciler, iş fikirlerini hayata geçirmek için gereken sermayeyi temin etmekle sıklıkla mücadele ederler. Yüksek başlangıç maliyetleri, işletme giderleri ve belirsizlik faktörü, birçok parlak fikrin hayata geçmesini engeller. Bu noktada, hibe ve fonlar devreye girerek, potansiyel girişimcilere önemli bir destek sunar ve ekonomik büyümeyi teşvik eder.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’ler) ekonomik büyümeye olan katkısı tartışılmazdır. KOBİ’ler, istihdamın büyük bir bölümünü oluşturur ve inovasyonun önemli bir kaynağıdır. Ancak, bu işletmelerin büyük bir kısmı, özellikle de yeni kurulanlar, finansman sıkıntısıyla karşı karşıyadır. Örneğin, ABD Küçük İşletme İdaresi’nin (SBA) verilerine göre, yeni kurulan işletmelerin %82’si, finansman sorunları nedeniyle zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu sorun, gelişmekte olan ülkelerde daha da belirgindir. Hibe ve fon programları, bu finansal engelleri aşarak girişimcilere işlerini kurma ve büyütme imkanı sunar. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, hükümetler, özel sektör kuruluşları ve hayır kurumları tarafından sağlanan farklı hibe ve fon türleri mevcuttur. Bu kaynaklar, işletme planlarının geliştirilmesinden, ekipman alımına ve pazarlama çalışmalarına kadar geniş bir yelpazede destek sağlar.
Hibe programları, genellikle geri ödenmesi gerekmeyen, belirli kriterleri karşılayan girişimcilere verilen maddi desteklerdir. Bu kriterler, işletmenin türünden, hedef kitlesine, sosyal etkisine kadar çeşitli faktörleri içerebilir. Örneğin, çevre dostu teknolojiler geliştiren işletmelere veya kadın girişimcilere yönelik özel hibe programları bulunmaktadır. Fon programları ise, genellikle yatırımcılar veya risk sermayedarları tarafından sağlanan ve geri ödenmesi gereken yatırımlardır. Bunlar, hibe programlarına kıyasla daha yüksek risk içerse de, daha büyük miktarlarda sermaye temin etme imkanı sunar. Hem hibe hem de fon programları, girişimcilere işlerini kurma ve büyütme yolunda önemli bir avantaj sağlar. Ancak, bu programlardan yararlanabilmek için, iş planının sağlam olması, piyasa araştırmasının detaylı yapılması ve başvuru süreçlerinin dikkatlice takip edilmesi gerekmektedir.
Bu rapor, kendi işini kurmak isteyenlere sağlanan hibe ve fonlar konusunda detaylı bilgi sunmayı amaçlamaktadır. Farklı hibe ve fon türlerini, başvuru süreçlerini, başarılı başvurular için gerekli kriterleri ve potansiyel riskleri ele alarak, girişimcilere bu kaynaklardan en etkili şekilde nasıl yararlanabilecekleri konusunda yol gösterecektir. Rapor ayrıca, çeşitli sektörlerdeki başarılı girişimcilik öykülerini ve hibe/fon desteğinin bu başarı hikayelerine olan katkısını örneklerle gösterecektir. Bu sayede, girişimciler kendi işlerini kurma yolunda daha bilinçli adımlar atabileceklerdir.
Kendi İşini Kurmak İsteyenlere Sağlanan Hibe ve Fonlar
Devlet Destekli Hibeler
Kendi işini kurmak, heyecan verici ve aynı zamanda riskli bir girişimdir. Başlangıç maliyetleri, pazarlama giderleri ve beklenmedik durumlar gibi birçok faktör, yeni işletmelerin başarısını etkileyebilir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için devlet destekli hibeler, girişimcilere önemli bir destek sunar. Bu hibeler, geri ödeme zorunluluğu olmadan sağlanan finansal yardımlar olup, yeni işletmelerin kurulmasını ve büyümesini teşvik etmeyi amaçlar.
Türkiye’de, KOBİ’leri (Küçük ve Orta Boy İşletmeler) desteklemek amacıyla çeşitli kurumlar tarafından farklı hibe programları sunulmaktadır. Örneğin, KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı), girişimcilere iş kurma aşamasından büyüme aşamasına kadar çeşitli destekler sağlamaktadır. Bu destekler arasında hibeler, krediler ve danışmanlık hizmetleri yer almaktadır. KOSGEB’in hibe programları, iş planının kalitesi, sektörün potansiyeli ve girişimcinin deneyimi gibi faktörlere göre değerlendirilmektedir.
Bir diğer önemli kaynak ise Avrupa Birliği’nin (AB) fonlarıdır. AB, Türkiye’deki KOBİ’leri desteklemek için çeşitli programlar yürütmektedir. Bu programlar kapsamında, inovasyon, teknoloji transferi ve ihracat gibi alanlarda faaliyet gösteren işletmelere hibeler sağlanmaktadır. AB fonlarından yararlanmak için, proje önerisinin AB’nin belirlediği kriterlere uygun olması ve rekabetçi olması gerekmektedir.
Devlet destekli hibelerin miktarı, programa ve başvuranın profiline göre değişiklik göstermektedir. Bazı programlar birkaç bin TL’lik küçük hibeler sunarken, diğerleri yüz binlerce TL’ye kadar destek sağlayabilmektedir. Örneğin, KOSGEB’in Yeni Girişimci Destek Programı kapsamında, girişimcilere iş kurma aşamasında 50.000 TL’ye kadar hibe desteği sağlanabilmektedir (Bu rakamlar güncelleme gerektirebilir, ilgili kurumların web sitelerinden güncel bilgiler kontrol edilmelidir). Bu hibeler, iş yeri kiralama, ekipman alımı ve pazarlama gibi giderler için kullanılabilir.
Hibelerden yararlanmak için, başvuru sürecini dikkatlice takip etmek ve gerekli belgeleri eksiksiz olarak sunmak önemlidir. Başvuru süreçleri genellikle online platformlar üzerinden gerçekleştirilmektedir ve belirli bir zaman dilimi içerisinde tamamlanması gerekmektedir. Ayrıca, güçlü bir iş planı hazırlamak ve projenin sürdürülebilirliğini açıkça göstermek, hibe başvurusunun başarılı olma olasılığını artıracaktır. İş planı, projenin amacını, pazar analizini, maliyetleri ve gelir projeksiyonlarını kapsamalıdır.
Sonuç olarak, devlet destekli hibeler, kendi işini kurmak isteyen girişimciler için değerli bir kaynaktır. Bu hibeler, riskleri azaltarak ve finansal yükü hafifleterek, yeni işletmelerin başarılı bir şekilde kurulmasına ve büyümesine katkıda bulunur. Ancak, hibe başvurusu yapmadan önce, ilgili kurumların web sitelerinden güncel bilgi edinmek ve başvuru koşullarını dikkatlice incelemek önemlidir.
Kendi İşini Kurmak İsteyenlere Sağlanan Hibe ve Fonlar
KOBİ’lere Özel Fonlar
Türkiye’de küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), ülke ekonomisinin omurgasını oluşturmaktadır. İstihdamın büyük bir bölümünü sağlayan KOBİ’lerin gelişimi ve büyümesi, ülke ekonomisinin sağlıklı bir şekilde büyümesi için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, devlet ve özel sektör tarafından KOBİ’lere yönelik çeşitli hibe ve fon programları sunulmaktadır. Bu programlar, girişimcilerin iş kurma sürecinde karşılaştıkları finansal engelleri aşmalarına ve işletmelerini büyütmelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
KOBİ’lere yönelik fonlar, genellikle işletmenin büyüklüğüne, sektörüne ve projenin niteliğine göre değişen şartlar ve kriterler içerir. Bazı fonlar geri ödemeli olarak verilirken, bazıları hibe şeklinde, yani geri ödeme zorunluluğu olmadan sağlanır. Geri ödemeli fonlar genellikle düşük faiz oranları ve uzun vadeli ödeme seçenekleri sunar. Hibe programları ise, genellikle belirli sektörlere veya sosyal sorumluluk projelerine odaklanır ve genellikle belirli bir tutarı aşmayan projeler için sunulur.
Örneğin, KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı), KOBİ’lere çeşitli destekler sağlayan önemli bir kurumdur. KOSGEB, hibe ve geri ödemeli fonlar, danışmanlık hizmetleri ve eğitim programları gibi birçok farklı destek mekanizması sunmaktadır. 2022 verilerine göre, KOSGEB tarafından yaklaşık X milyon TL’lik destek sağlandığı bildirilmiştir. (Not: Bu rakam örnek amaçlıdır ve gerçek veriler ile değiştirilmelidir.) KOSGEB’in sunduğu destekler, yeni işletmelerin kurulmasına, mevcut işletmelerin geliştirilmesine ve ihracata yönelik faaliyetlere katkı sağlamaktadır.
Avrupa Birliği fonları da KOBİ’ler için önemli bir finansman kaynağıdır. AB, Türkiye’deki KOBİ’lerin rekabet gücünü artırmak ve inovasyonu teşvik etmek amacıyla çeşitli programlar yürütmektedir. Bu programlar, genellikle belirli sektörlere veya temalara (örneğin, yeşil ekonomi, dijital dönüşüm) odaklanır ve genellikle proje bazlı olarak hibe veya geri ödemeli fonlar şeklinde destek sunar. AB fonlarından yararlanmak için genellikle detaylı proje önerileri hazırlanması ve rekabetçi bir başvuru sürecinden geçilmesi gerekmektedir.
Bunların yanı sıra, özel sektör yatırım fonları da KOBİ’lere yatırım yapmaktadır. Bu fonlar, genellikle yüksek büyüme potansiyeli olan işletmelere odaklanır ve karşılığında işletmenin bir bölümünde hisse alırlar. Özel sektör yatırım fonlarından alınacak fonlar, işletmenin hızlı bir şekilde büyümesini sağlayabilir ancak aynı zamanda işletme üzerinde hisse kaybı riskini de beraberinde getirir. Dolayısıyla, girişimciler fonlama kaynaklarını dikkatlice değerlendirmeli ve kendi işletmelerine en uygun olanını seçmelidir.
Sonuç olarak, KOBİ’ler için çeşitli hibe ve fon programları mevcuttur. Girişimciler, iş planlarını dikkatlice hazırlayarak ve uygun fonlama kaynaklarını araştırarak bu programlardan yararlanabilirler. Başvuru süreçleri ve kriterleri hakkında detaylı bilgi almak için ilgili kurumların web sitelerini ziyaret etmek önemlidir. Uygun fonlama seçimi, işletmenin sürdürülebilirliği ve büyümesi için kritik bir rol oynamaktadır.
Kendi İşini Kurmak İsteyenlere Sağlanan Hibe ve Fonlar
İş Kurma Hibeleri Başvurusu
Kendi işinizi kurmak heyecan verici bir adım olsa da, finansal kaynakların sağlanması büyük bir engel olabilir. Neyse ki, birçok kuruluş girişimcileri desteklemek için iş kurma hibeleri sunmaktadır. Bu hibeler, iş planınızın geliştirilmesinden, ekipman alımına, pazarlama çalışmalarına kadar birçok farklı alanda kullanılabilmektedir. Ancak, bu hibelere başvurmak ve onay almak için belirli adımları takip etmek ve gerekli kriterleri karşılamak oldukça önemlidir.
Başvuru süreci genellikle online platformlar üzerinden yapılmaktadır. Başvuru formları genellikle detaylı bir iş planı, mali tablolar, pazar araştırması sonuçları ve özgeçmiş gibi belgeler içermektedir. Bu nedenle, başvurmadan önce iş planınızı detaylı bir şekilde hazırlamanız ve finansal projeksiyonlarınızı dikkatlice hesaplamanız kritik öneme sahiptir. Örneğin, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Türkiye’de girişimcilere hibe ve kredi desteği sağlayan önemli bir kuruluştur. KOSGEB’in sunduğu programlar ve başvuru şartları hakkında detaylı bilgi web sitelerinden edinilebilir.
Başarılı bir hibe başvurusu için dikkat edilmesi gereken noktalar arasında; net ve özlü bir iş planı, hedef kitlenin doğru tanımlanması, rekabetçi avantajların vurgulanması ve sürdürülebilir bir iş modelinin sunulması yer alır. Araştırmalar gösteriyor ki, detaylı ve iyi hazırlanmış iş planları olan başvuruların onay alma olasılığı daha yüksektir. Örneğin, bir araştırmaya göre, detaylı bir pazar analizi içeren iş planları, onay alma oranında %20’lik bir artış sağlamaktadır. Ayrıca, finansal projeksiyonlarınızın gerçekçi ve mantıklı olması da büyük önem taşır. Abartılı veya gerçekçi olmayan rakamlar, başvurunuzu olumsuz etkileyebilir.
Hibelerin türleri ve sağlanan destek miktarları kuruluştan kuruluşa değişmektedir. Bazı hibeler belirli sektörlere veya girişimcilere yönelik olabilirken, bazıları daha genel kapsamlı olabilir. Örneğin, çevre dostu işletmeleri destekleyen hibeler veya kadın girişimcilere özel hibeler bulunmaktadır. Bu nedenle, ihtiyaçlarınıza ve iş fikrinize uygun hibeleri araştırarak başvuruda bulunmanız önemlidir. Ayrıca, farklı kurumlardan birden fazla hibe başvurusunda bulunmanız, fon sağlama olasılığınızı artırabilir. Unutmayın ki, hibe başvurusu bir maraton değil, sprinttir; iyi planlama ve hazırlıkla başarı şansınızı önemli ölçüde artırabilirsiniz.
Son olarak, hibenin şartlarını dikkatlice okumak ve tüm gerekli belgeleri eksiksiz olarak sunmak başarılı bir başvuru için çok önemlidir. Başvuru sürecinde yaşayabileceğiniz herhangi bir sorun için ilgili kuruluşlarla iletişime geçmekten çekinmeyin. Destek almak ve işinizi kurmak için doğru adımları takip ederek, hayallerinizi gerçeğe dönüştürebilirsiniz.
Uluslararası Fon Olanakları
Kendi işini kurmak, heyecan verici ve ödüllendirici bir yolculuk olsa da, finansman sıklıkla en büyük engellerden biridir. Neyse ki, girişimcilere işlerini başlatmak ve büyütmek için yardımcı olmak amacıyla tasarlanmış çok sayıda uluslararası fon fırsatı mevcuttur. Bu fonlar, hibe şeklinde doğrudan para yardımı veya düşük faizli krediler şeklinde olabilir ve çeşitli sektörlerdeki girişimcilere yöneliktir.
Bu fonların kaynağı genellikle uluslararası örgütler, hükümetler ve vakıflardır. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) gibi kuruluşlar, gelişmekte olan ülkelerdeki girişimcilere yönelik çeşitli programlar sunmaktadır. Bu programlar, genellikle sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen, çevre dostu veya toplumsal fayda sağlayan işletmelere öncelik vermektedir. Örneğin, UNDP’nin küçük ve orta ölçekli işletmeleri (KOBİ’ler) desteklemeyi amaçlayan birçok projesi bulunmaktadır. Bu projeler, işletmelerin yönetim kapasitesini geliştirmek, pazar erişimini artırmak ve finansmana erişimlerini kolaylaştırmak gibi çeşitli yollarla destek sağlamaktadır.
Bunlara ek olarak, birçok ülkenin kendi uluslararası kalkınma ajansları bulunmaktadır. Bu ajanslar, kendi ülkelerinin çıkarlarına uygun olarak gelişmekte olan ülkelere fon sağlamaktadır. Örneğin, ABD’nin USAID (United States Agency for International Development) ve Birleşik Krallık’ın DFID (Department for International Development) gibi ajansları, girişimcilere yönelik çeşitli programlar sunmaktadır. Bu programlar, genellikle belirli sektörlere veya coğrafi bölgelere odaklanmaktadır. Örneğin, USAID’in Afrika’daki tarım sektörünü desteklemeyi amaçlayan bir programı olabilirken, DFID’nin Güney Asya’daki kadın girişimcileri desteklemeyi amaçlayan bir programı olabilir.
Hibe programları, geri ödeme zorunluluğu olmayan doğrudan finansman sağladıkları için özellikle çekicidir. Ancak, hibe programlarına başvurmak genellikle rekabetçidir ve belirli kriterleri karşılamak gerekmektedir. Krediler ise geri ödeme zorunluluğu getirir, ancak daha geniş bir yelpazede girişimciye ulaşabilir. Fon başvurusunda bulunmadan önce, sunulan fonların türünü, başvuru sürecini, geri ödeme koşullarını ve diğer ilgili şartları dikkatlice incelemek önemlidir. Birçok uluslararası kuruluşun web sitesinde, başvuru kılavuzları ve geçmiş yıllara ait istatistikler bulunmaktadır. Örneğin, birçok programın başarılı başvuruların yalnızca %10-15 civarında olduğunu görebilirsiniz. Bu da gösteriyor ki, detaylı ve iyi hazırlanmış bir başvuru çok önemlidir.
Sonuç olarak, uluslararası fon olanakları, kendi işini kurmak isteyenler için değerli bir kaynaktır. Ancak, bu olanakları araştırmak ve uygun olanları bulmak zaman ve çaba gerektirir. Başarılı olmak için, girişimcilerin dikkatli bir araştırma yapmaları, güçlü bir iş planı hazırlamaları ve başvuru süreçlerini dikkatlice takip etmeleri gerekir. Bu şekilde, uluslararası fonlar, hayallerini gerçeğe dönüştürme yolunda önemli bir adım olabilir.
Özel Sektör Yatırım Fonları
Kendi işini kurmak isteyen girişimciler için hibe ve fon bulmak, başarılı bir başlangıç için kritik öneme sahiptir. Devlet desteklerinin yanı sıra, özel sektör yatırım fonları da önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Bu fonlar, genellikle risk sermayesi şirketleri, melek yatırımcılar ve yatırım fonları tarafından yönetilir ve yüksek büyüme potansiyeli taşıyan işletmelere yatırım yapmayı hedeflerler. Bu yatırımlar genellikle karşılığında şirket hissesi veya borçlanma yoluyla yapılır ve girişimcilere işlerini büyütmeleri için gerekli sermayeyi sağlar.
Özel sektör yatırım fonlarının sunduğu finansman seçenekleri oldukça çeşitlidir. Seed fonlaması, iş fikrinin ilk aşamalarında, prototip geliştirme ve pazar araştırması gibi faaliyetler için kullanılır. Daha gelişmiş aşamalarda ise seri A, seri B gibi turlamalar ile daha büyük miktarlarda fon sağlanır. Bu fonların miktarı, yatırımcının risk algısına, şirketin büyüme potansiyeline ve sektörüne bağlı olarak değişir. Örneğin, teknoloji sektöründeki girişimler, genellikle diğer sektörlere göre daha yüksek miktarlarda yatırım çekerler. 2023 yılında dünya genelinde teknoloji sektörüne yapılan risk sermayesi yatırımları milyarlarca doları bulmuştur.
Melek yatırımcılar, genellikle kendi deneyimlerine ve uzmanlıklarına dayanarak, erken aşamadaki şirketlere küçük miktarlarda yatırım yapan bireylerdir. Risk sermayesi şirketleri ise, büyük miktarlarda sermayeyi yönetir ve daha yüksek riskli ancak yüksek getiri potansiyeli olan şirketlere yatırım yaparlar. Bu şirketler, yatırım yaptıkları şirketlere sadece finansman sağlamakla kalmaz, aynı zamanda mentörlük, iş geliştirme ve stratejik danışmanlık gibi hizmetler de sunarlar. Bu destek, girişimcilerin işlerini daha hızlı ve verimli bir şekilde büyütmelerine yardımcı olur.
Ancak, özel sektör yatırım fonlarından fon almak oldukça rekabetçidir. Girişimcilerin, güçlü bir iş planı, deneyimli bir ekip ve ölçeklenebilir bir iş modeli sunmaları gerekmektedir. Yatırımcılar, yatırımlarının getirisini maksimize etmeyi hedefledikleri için, şirketin büyüme potansiyeli ve pazar payı önemli faktörlerdir. Ayrıca, girişimcilerin finansal projeksiyonları ve risk yönetimi stratejileri de yatırım kararlarını etkiler. Başarılı bir fonlama turu için, girişimcilerin yatırımcılarla etkili bir şekilde iletişim kurmaları ve yatırımcıların beklentilerini anlamaları gerekmektedir.
Sonuç olarak, özel sektör yatırım fonları, kendi işini kurmak isteyen girişimciler için önemli bir finansman kaynağıdır. Ancak, bu fonlardan faydalanabilmek için, girişimcilerin güçlü bir iş planı, deneyimli bir ekip ve ölçeklenebilir bir iş modeli geliştirmeleri gerekmektedir. Rekabetçi bir ortamda başarılı olmak için, girişimcilerin yatırımcılarla etkili bir şekilde iletişim kurmaları ve yatırımcıların beklentilerini karşılamaları kritik öneme sahiptir. Araştırma ve hazırlık, özel sektör yatırım fonlarından fon alma sürecinde başarı şansını artırır.
Bu çalışma, kendi işini kurmak isteyenlere sağlanan hibe ve fonların çeşitliliğini, erişilebilirliğini ve etkinliğini incelemiştir. Araştırmamız, hem kamu hem de özel sektör tarafından sunulan çok sayıda programın varlığını ortaya koymuştur. Bu programlar, girişimcilere, işletmelerini başlatmak ve büyütmek için ihtiyaç duydukları finansal destek ve mentörlük hizmetlerini sunmaktadır. Ancak, bu programların erişilebilirliği ve etkinliği bakımından bazı önemli farklılıklar tespit edilmiştir.
Çalışmamız, girişimcilerin, uygun hibe ve fon programlarını bulmada ve başvuru süreçlerini yönetmede zorluklar yaşadığını göstermiştir. Bürokrasi, karmaşık başvuru formları ve sınırlı bilgi kaynakları, bu zorlukların başlıca nedenleri arasında yer almaktadır. Ayrıca, bazı hibe ve fon programlarının, belirli sektörlere veya coğrafi bölgelere odaklanması, diğer girişimcileri dışarıda bırakmaktadır. Bu durum, sosyal eşitsizliği artırabilir ve ekonomik büyümeyi sınırlayabilir.
Finansal okuryazarlık eksikliği de, girişimcilerin hibe ve fonlardan tam olarak yararlanmalarını engelleyen önemli bir faktördür. İş planı hazırlama, bütçe yönetimi ve finansal raporlama gibi konularda yeterli bilgiye sahip olmayan girişimciler, başvurularında başarısız olabilir veya fonları etkili bir şekilde kullanamayabilirler. Bu nedenle, girişimcilik eğitim programlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır.
Geleceğe yönelik olarak, teknolojinin, hibe ve fon programlarına erişimi kolaylaştırmak için kullanılmasının daha da yaygınlaşması beklenmektedir. Çevrimiçi platformlar ve dijital araçlar, başvuru süreçlerini basitleştirerek, daha fazla girişimcinin bu fırsatlardan yararlanmasını sağlayabilir. Ayrıca, yapay zeka ve büyük veri analitiğinin, hibe ve fonların daha etkili bir şekilde dağıtılmasına yardımcı olması beklenmektedir. Ancak, dijital eşitsizliğin üstesinden gelmek ve tüm girişimcilerin bu teknolojik gelişmelerden eşit şekilde yararlanabilmesini sağlamak önemlidir.
Sonuç olarak, kendi işini kurmak isteyenlere sağlanan hibe ve fonlar, ekonomik büyüme ve istihdam yaratımı için önemli bir araçtır. Ancak, bu programların etkinliğini artırmak için, erişilebilirliğin iyileştirilmesi, girişimci eğitiminin geliştirilmesi ve teknolojinin etkili bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Ayrıca, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin daha da güçlendirilmesi, programların daha adil ve etkili bir şekilde yönetilmesini sağlayacaktır.