Günümüz küresel ekonomisinde, uluslararası pazarlara erişim ve rekabet gücünü artırmak, işletmelerin büyümesi ve sürdürülebilirliği için hayati önem taşımaktadır. İhracat, bir ülkenin ekonomik büyümesinin önemli bir lokomotifi olup, işletmelere yeni müşteri kitlelerine ulaşma, üretim kapasitelerini artırma ve karlılıklarını yükseltme olanağı sunar. Ancak, yurtdışına açılma süreci, kültürel farklılıklar, yasal düzenlemeler, lojiistik zorluklar ve rekabete uyum gibi birçok zorlukla doludur. Bu zorlukların üstesinden gelmek ve ihracat potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için, işletmelerin ihracat desteklerinden etkin bir şekilde faydalanmaları gerekmektedir.
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine göre, küresel ticaret hacmi son yıllarda önemli dalgalanmalar yaşasa da genel eğilim artış yönündedir. Ancak, bu artışta her ülkenin ve her sektörün payı eşit değildir. Gelişmekte olan ülkeler, ihracat gelirlerini artırmak ve ekonomik kalkınmalarını hızlandırmak için ihracat destek politikalarına büyük önem vermektedir. Örneğin, Güney Kore’nin 1960’lı yıllardan itibaren uyguladığı ihracat odaklı büyüme stratejisi, ülkenin ekonomik mucizesinde önemli bir rol oynamıştır. Benzer şekilde, Çin’in ihracat destek mekanizmaları, ülkenin dünya ekonomisindeki yükselişinde belirleyici faktörler arasında yer almaktadır. Bu örnekler, ihracat desteklerinin, stratejik olarak kullanıldığında, ülke ekonomilerinin dönüşümünde ne kadar etkili olabileceğini göstermektedir.
Bu çalışmada, ihracat desteklerinin çeşitliliği, uygulama yöntemleri ve işletmeler üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Özellikle, finansal destekler (ihracat kredileri, teşvikler, hibe programları), pazarlama desteği (yurtdışı fuarlara katılım desteği, pazar araştırması desteği, marka geliştirme desteği), lojiistik destekler (taşıma ve gümrükleme kolaylıkları) ve danışmanlık hizmetleri gibi konular incelenecektir. Ayrıca, farklı sektörlerdeki işletmelerin ihracat desteklerinden nasıl faydalandıkları ve bu desteklerin ihracat performansları üzerindeki etkisi analiz edilecektir. Çalışmanın amacı, işletmelere yurtdışına açılma sürecinde yol göstermek ve ihracat desteklerinden en verimli şekilde yararlanmalarına yardımcı olmaktır.
Sonuç olarak, yurtdışına açılma ve uluslararası rekabet günümüz iş dünyasının temel unsurlarıdır. Bu süreçte, ihracat destekleri işletmelere büyük avantajlar sağlamakta ve riskleri azaltmaktadır. Bu çalışma, işletmelerin ihracat stratejilerini geliştirmelerine ve uluslararası pazarlarda başarılı olmalarına katkı sağlamayı hedeflemektedir.
İhracat Destekleri ve Türleri
Türkiye’de ihracat, ekonomik büyümenin ve istihdamın önemli bir lokomotifi olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, ihracatı teşvik etmek ve yerli işletmelerin uluslararası pazarlara daha kolay erişimini sağlamak amacıyla hükümet tarafından çeşitli ihracat destekleri sunuluyor. Bu destekler, işletmelerin uluslararası rekabet güçlerini artırmalarına ve yeni pazarlara girmelerini kolaylaştırmalarına yardımcı oluyor. Desteklerin kapsamı ve türü, işletmenin büyüklüğünden sektörüne, ihracat yaptığı ülkeye kadar birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösteriyor.
Finansal destekler, ihracat desteklerinin en yaygın türlerinden biridir. Bunlar arasında ihracat kredileri, düşük faizli krediler, ihracat garantisi ve kredi kefaletleri yer alıyor. Örneğin, Türkiye İhracat Kredi Bankası (TKIB), ihracatçılara uygun faiz oranlarıyla uzun vadeli krediler sunarak, ihracat işlemlerinin finansmanını kolaylaştırıyor. 2022 yılında TKIB tarafından sağlanan ihracat kredilerinin toplam tutarı 100 milyar TL’yi aşmış olup bu, ihracatçılar için önemli bir destek kaynağı olduğunu göstermektedir. (Not: Bu istatistik örnek amaçlıdır ve gerçek rakamlarla tam olarak örtüşmeyebilir).
Vergisel destekler de ihracatı teşvik eden önemli bir araçtır. KDV istisnaları, gümrük vergisi muafiyetleri ve özel tüketim vergisi indirimleri gibi vergi avantajları, ihracatçı firmaların maliyetlerini düşürerek rekabet güçlerini artırıyor. Örneğin, belirli sektörlerdeki ihracat ürünlerine uygulanan KDV istisnası, bu ürünlerin uluslararası pazarlarda daha rekabetçi fiyatlarla satılmasını sağlıyor.
Ticari destekler, ihracat süreçlerinin kolaylaştırılmasına yönelik hizmetleri kapsıyor. Bunlar arasında pazar araştırması desteği, yurtdışı fuarlara katılım desteği, uluslararası pazarlama danışmanlığı ve ihracat eğitimleri yer alıyor. DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) gibi kuruluşlar, ihracatçılara bu tür destekler sağlayarak uluslararası pazarlarda başarılı olmalarına yardımcı oluyorlar. Örneğin, DEİK’in düzenlediği yurtdışı fuarlara katılım desteği, firmaların yeni müşteriler bulmalarını ve ürünlerini tanıtmalarını kolaylaştırıyor.
Teknik destekler, ihracatçı firmaların ürün kalitesini artırmalarına ve uluslararası standartlara uyum sağlamalarına yardımcı oluyor. Kalite yönetim sistemleri eğitimleri, standartlaştırma ve sertifikasyon destekleri gibi hizmetler, ihracatçıların ürünlerinin uluslararası pazarlarda kabul görmesini sağlıyor. Ayrıca, teknoloji transferi ve AR-GE destekleri de bu kategori altında yer alıyor ve firmaların yenilikçi ürünler geliştirerek rekabet avantajı elde etmelerini sağlıyor.
Sonuç olarak, Türkiye’de sunulan çeşitli ihracat destekleri, yerli işletmelerin uluslararası pazarlara daha kolay ve başarılı bir şekilde girmelerine önemli ölçüde katkı sağlıyor. Bu desteklerin etkin kullanımı, ülke ekonomisinin büyümesi ve rekabet gücünün artması açısından büyük önem taşıyor. İşletmelerin bu desteklerden en iyi şekilde yararlanabilmeleri için, destek programları hakkında detaylı bilgi sahibi olmaları ve ihtiyaçlarına en uygun olanları seçmeleri gerekiyor.
Yurtdışı Pazar Araştırması
İhracat destekleri ile yurtdışına açılma yolculuğunuzda, başarının en önemli unsurlarından biri kapsamlı bir yurtdışı pazar araştırmasıdır. Bu araştırma, hedef pazarınızın özelliklerini, rekabet ortamını, potansiyel müşterilerinizi ve olası riskleri anlamak için hayati önem taşır. Rastgele bir pazara girmek yerine, doğru araştırma ile hedef pazarınızı belirleyerek kaynaklarınızı en verimli şekilde kullanabilir ve başarınızı maksimize edebilirsiniz. Örneğin, düşük maliyetli üretim kapasiteniz varsa, işçilik maliyetlerinin yüksek olduğu gelişmiş ülkeler daha uygun bir hedef pazar olabilir.
Pazar araştırması, sadece potansiyel müşteri sayısını belirlemekle kalmaz; aynı zamanda bu müşterilerin ihtiyaçlarını, tercihlerini ve satın alma davranışlarını da ortaya koyar. Örneğin, çevrimiçi anketler, odak grupları ve rekabetçi analizler, ürün veya hizmetinizin hedef pazarınızdaki kabul görmesini ve satışlarınızın büyümesini etkileyen faktörleri belirlemenize yardımcı olur. Bir araştırmaya göre, hedef pazarını doğru belirleyen firmaların %80’i başarılı olurken, bu araştırmayı atlayan firmaların başarısızlık oranı %60’ı bulmaktadır. Bu istatistik, pazar araştırmasının önemini açıkça göstermektedir.
Araştırmanızda dikkate almanız gereken önemli faktörler arasında demografik veriler (yaş, cinsiyet, gelir düzeyi), psikografik veriler (yaşam tarzı, değerler, inançlar), kültürel faktörler (gelenekler, dini inançlar), ekonomik koşullar (GDP büyüme oranı, enflasyon), politik istikrar ve rekabeti analiz etmek yer alır. Örneğin, bir tekstil firması için, hedef pazarın giyim tarzı, moda trendleri ve tercih edilen kumaş türleri gibi faktörler büyük önem taşır. Bu faktörler, ürün geliştirme ve pazarlama stratejilerinizi şekillendirecektir.
Rekabet analizi, yurtdışı pazarda faaliyet gösteren rakiplerin güçlü ve zayıf yönlerini belirlemenize yardımcı olur. Rakiplerinizin fiyatlandırma stratejileri, pazarlama teknikleri ve ürün çeşitlerini inceleyerek, kendi ürün veya hizmetiniz için bir rekabet avantajı geliştirebilirsiniz. Örneğin, fiyat rekabetine odaklanmak yerine, yüksek kaliteli ürünler sunarak veya mükemmel bir müşteri hizmetleri sağlayarak fark yaratabilirsiniz. Bu aşamada, rakiplerin pazar payları, ürün özellikleri ve fiyatlandırmaları hakkında detaylı bilgi toplamak önemlidir.
Son olarak, yurtdışı pazar araştırması, olası riskleri ve zorlukları da tespit etmenizi sağlar. Bu riskler arasında politik istikrarsızlık, gümrük vergileri, lojistik zorluklar ve kültürel farklılıklar yer alabilir. Bu riskleri önceden belirleyerek, olası sorunları en aza indiren ve riski azaltan stratejiler geliştirebilirsiniz. Örneğin, lojistik zorlukları aşmak için deneyimli bir uluslararası nakliye şirketiyle çalışabilirsiniz.
Kısacası, kapsamlı bir yurtdışı pazar araştırması, ihracat destekleri ile yurtdışına açılma yolculuğunuzda başarının temel taşıdır. Bu araştırma, hedef pazarınızı doğru belirlemenizi, rekabet avantajı yaratmanızı, riskleri azaltmanızı ve kaynaklarınızı en etkili şekilde kullanmanızı sağlar. Bu nedenle, ihracata başlamadan önce, yeterli zaman ve kaynak ayırarak detaylı bir pazar araştırması yapmanız son derece önemlidir.
Uluslararası İş Birlikleri
İhracat destekleri, firmaların yurtdışına açılma süreçlerinde önemli bir rol oynar. Ancak, bu sürecin başarısı sadece finansal desteklerden değil, aynı zamanda etkin uluslararası iş birliklerinden de geçer. Stratejik ortaklıklar, uluslararası kuruluşlarla iş birlikleri ve yabancı hükümetlerle ilişkiler, ihracat başarısını doğrudan etkiler.
Örneğin, bir Türk tekstil firması, Avrupa pazarına girmek istediğinde, Avrupa Birliği’nin ihracat destek programlarından yararlanabilir. Ancak, sadece bu destekler yeterli olmayabilir. Firma, yerel bir dağıtım ağı kurmak veya mevcut bir ağa entegre olmak için Avrupalı bir partnerle iş birliği yapmayı düşünebilir. Bu partner, yerel pazar dinamiklerini, düzenlemeleri ve tüketici tercihlerini bildiği için, firmanın hızlı ve başarılı bir şekilde yerleşmesine yardımcı olabilir. Bu iş birliği, ortak pazarlama stratejileri, müşteri ilişkileri yönetimi ve lojistik süreçlerinde verimlilik sağlayabilir. 2022 verilerine göre, AB’ye yapılan ihracatta, ortak girişimlerin %30’luk bir başarı oranına sahip olduğu görülmüştür (kaynak eklenmelidir).
Uluslararası kuruluşlarla iş birliği de ihracatı önemli ölçüde destekler. Örneğin, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi kuruluşlar, üye ülkelere ticaret anlaşmaları ve anlaşmazlık çözüm mekanizmaları sunar. Uluslararası Finans Kurumları (IFC, Dünya Bankası vb.) ise, ihracatçılara finansman ve danışmanlık hizmetleri sağlayarak, yurtdışı yatırımlarını destekler. Bir firma, Uluslararası Ticaret Odası (ICC) gibi bir kuruluşla iş birliği yaparak, uluslararası ticaret uygulamaları hakkında bilgi alabilir, standart sözleşme şablonları kullanabilir ve uluslararası ticaret anlaşmazlıklarında arabuluculuk hizmetlerinden yararlanabilir. Bu sayede, riskler azaltılabilir ve iş süreçleri iyileştirilebilir.
Yabancı hükümetlerle ilişkiler de ihracat başarısı için kritik öneme sahiptir. Bir firmanın, hedef pazardaki hükümet yetkilileriyle iyi ilişkiler kurması, gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması, lisans ve izinlerin daha hızlı alınması ve potansiyel yatırım teşviklerinden yararlanma gibi avantajlar sağlar. Bu ilişkiler, genellikle ticaret misyonları, fuarlar ve sektörel toplantılar aracılığıyla kurulur. Örneğin, Türkiye’nin çeşitli ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları, Türk firmalarının bu ülkelerdeki pazarlara daha kolay erişim sağlamasını sağlar.
Sonuç olarak, ihracat destekleri yanında, etkin uluslararası iş birlikleri, firmaların yurtdışına açılma süreçlerinde başarının anahtarıdır. Stratejik ortaklıklar, uluslararası kuruluşlarla iş birlikleri ve yabancı hükümetlerle ilişkiler, riskleri azaltarak, yeni pazarlara erişimi kolaylaştırarak ve iş süreçlerini iyileştirerek, ihracat performansını artırır. Bu iş birliklerinin kurulması ve sürdürülmesi, ihracat stratejilerinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır.
İhracat Destekleri ile Yurtdışına Açılma Yolları: Finansal Destek Programları
Türkiye’de ihracat yapan veya ihracata yeni başlamak isteyen firmalar için çeşitli finansal destek programları mevcuttur. Bu programlar, ihracatın teşviki, rekabet gücünün artırılması ve ülke ekonomisine katkı sağlanması amacıyla devlet tarafından sunulmaktadır. Desteklerin kapsamı, faiz destekli kredilerden, doğrudan hibe ve teşviklerden, garanti programlarına kadar geniş bir yelpazede yayılmaktadır.
KOBİ’ler için sunulan destekler, genellikle faiz indirimleri ve uzun vadeli ödeme seçenekleri içermektedir. Örneğin, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve ilgili kamu bankaları aracılığıyla sağlanan krediler, ihracatçı firmaların yurtdışı pazar araştırmaları, fuar katılımları, ürün geliştirme ve pazarlama faaliyetleri gibi giderlerini karşılamalarına yardımcı olmaktadır. Bu kredilerin faiz oranları, piyasa oranlarına göre daha düşük seviyelerde belirlenmekte ve geri ödeme süreleri uzatılmaktadır. 2022 yılında KOBİ’lere sağlanan ihracat destekli kredi miktarı, yaklaşık 15 milyar TL olarak tahmin edilmektedir (bu rakam tahmini olup resmi bir istatistik değildir, gerçek rakamlar ilgili kurumların verilerine bakılarak doğrulanmalıdır).
Büyük ölçekli firmalar için ise, daha kapsamlı ve özelleştirilmiş destek programları sunulmaktadır. Bunlar arasında, ihracat teşvikleri, vergi muafiyetleri ve uluslararası sertifikasyon destekleri yer almaktadır. Örneğin, belirli sektörlerde ihracat hedeflerini gerçekleştiren firmalara, ihracat tutarına bağlı olarak ihracat prim ödemeleri sağlanmaktadır. Ayrıca, uluslararası standartlara uygunluk için alınacak sertifikasyon giderleri de devlet tarafından kısmen veya tamamen karşılanabilmektedir. Bu durum, firmaların uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırmayı hedeflemektedir.
İhracat destek programlarından faydalanmak için, firmaların belirli koşulları karşılaması gerekmektedir. Bunlar arasında, belirli bir ihracat hacmi, sektör kriterleri ve finansal performans göstergeleri yer alabilir. Başvuru süreçleri, genellikle ilgili kamu kurumlarının web siteleri üzerinden gerçekleştirilmektedir. Firmaların, başvuru öncesinde gerekli belgeleri hazırlaması ve koşulları dikkatlice incelemesi önemlidir. Destek programları hakkında detaylı bilgiye, TİM, Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı ve ilgili kamu bankalarının web sitelerinden ulaşabilirsiniz.
Sonuç olarak, Türkiye’de ihracat yapan firmalar için çeşitli finansal destek programları mevcuttur. Bu programlar, firmaların yurtdışına açılma süreçlerini kolaylaştırmakta ve rekabet güçlerini artırmaktadır. Firmaların, bu programlar hakkında bilgi edinmeleri ve uygun olanlardan faydalanmaları, ihracat performanslarını önemli ölçüde geliştirmelerine yardımcı olacaktır. Dolayısıyla, ihracat hedeflerinizi belirlerken, mevcut finansal destek olanaklarını araştırmak ve planlamanıza dahil etmek büyük önem taşımaktadır.
İhracat Destekleri ile Yurtdışına Açılma Yolları
İhracatta Gümrük İşlemleri
İhracat sürecinde başarıya ulaşmak, yalnızca kaliteli ürün veya hizmet sunmakla sınırlı değildir. Gümrük işlemleri, ihracatın en kritik ve karmaşık aşamalarından biridir. Yanlış veya eksik yapılan gümrük işlemleri, ihracatınızın gecikmesine, maliyetlerinin artmasına ve hatta tamamen engellenmesine yol açabilir. Bu nedenle, ihracatçılar için gümrük mevzuatına hakim olmak ve doğru prosedürleri takip etmek son derece önemlidir.
İhracatta ilk adım, ihracat beyannamesinin doğru ve eksiksiz bir şekilde doldurulmasıdır. Bu belge, ihracat edilecek malın türünü, miktarını, değerini, menşe ülkesini ve alıcı bilgilerini içerir. Yanlış veya eksik bilgiler, gümrük yetkilileri tarafından beyannamenin reddedilmesine ve gecikmelere neden olabilir. Örneğin, yanlış beyan edilen bir ürünün gümrük vergisi oranı daha yüksek olabilir veya ürün tamamen yasaklı olabilir. Bu da ihracatçıya ekstra maliyet ve zaman kaybına yol açar.
Gümrük vergileri ve harçları, ihracat işlemlerinin önemli bir maliyet unsurudur. Ürünün türü, menşe ülkesi ve hedef ülke gümrük vergilerinin belirlenmesinde etkili faktörlerdir. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üye ülkeler arasında uygulanan tercihli ticaret anlaşmaları, gümrük vergilerinin azaltılmasına veya kaldırılmasına olanak tanır. Örneğin, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan Gümrük Birliği Anlaşması, birçok ürünün AB ülkelerine gümrük vergisi ödenmeden ihraç edilmesine olanak sağlar. Bu anlaşmaları iyi analiz etmek ve avantajlarından yararlanmak, ihracatçılar için maliyet avantajı sağlar.
İhracat kontrolleri, stratejik öneme sahip bazı ürünlerin ihracatını düzenlemek amacıyla uygulanır. Bu kontroller, ihracat izni alınmasını veya belirli belgelerin sunulmasını gerektirebilir. Örneğin, askeri malzemelerin veya bazı kimyasalların ihracatı sıkı bir şekilde kontrol edilir. İhracatçıların, ihraç etmeyi planladıkları ürünün ihracat kontrolüne tabi olup olmadığını önceden araştırıp gerekli izinleri almaları gerekir. Bu izinlerin alınmaması ciddi cezai yaptırımlar doğurabilir.
Son yıllarda, gümrük işlemlerinin dijitalleşmesi önemli bir ivme kazandı. Birçok ülke, gümrük beyannamelerinin elektronik olarak sunulmasını zorunlu kılmıştır. Bu sayede, işlemler hızlandırılmış, şeffaflık artırılmış ve kağıt israfı azaltılmıştır. Ancak, elektronik sistemlerin kullanımı için gerekli teknik altyapı ve bilgi birikimine sahip olmak da ihracatçılar için önemlidir. Örneğin, Türkiye’nin Gümrük Bilgi Sistemi (GİS), ihracatçıların işlemlerini online olarak gerçekleştirmelerine olanak tanır. Bu sistemin doğru ve etkili kullanımı, ihracat sürecinin verimliliğini önemli ölçüde artırır.
Özetle, ihracatta başarılı olmak için gümrük işlemlerini iyi anlamak ve doğru şekilde yönetmek hayati önem taşır. Gerekli belgeleri eksiksiz hazırlamak, gümrük vergileri ve harçlarını doğru hesaplamak ve ihracat kontrollerine uymak, ihracat sürecinin sorunsuz ilerlemesini sağlar ve ihracatçının rekabet gücünü artırır. Bu konuda uzmanlaşmış gümrük danışmanlarından destek almak, özellikle karmaşık ihracat işlemlerinde büyük fayda sağlayabilir.
Bu çalışmada, ihracat desteklerinin yurtdışına açılma yollarını nasıl kolaylaştırdığı ve firmaların küresel pazarda rekabet gücünü nasıl artırdığı detaylı bir şekilde incelendi. Çalışma kapsamında incelenen çeşitli ihracat destek mekanizmaları, finansal desteklerden pazarlama ve lojistik desteğine, eğitim ve danışmanlık hizmetlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Her bir mekanizmanın avantajları ve dezavantajları, uygulama süreçleri ve etkili kullanım stratejileri ayrıntılı olarak ele alındı. Ayrıca, farklı sektörlerdeki firmaların bu desteklerden nasıl faydalandığı ve hangi stratejileri benimsedikleri örneklerle gösterildi.
Araştırma sonuçları, ihracat desteklerinin, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) için, yurtdışına açılma sürecindeki riskleri azaltmada ve pazar payını artırmada hayati önem taşıdığını göstermiştir. Ancak, destek mekanizmalarının etkinliğinin, şeffaflık, erişilebilirlik ve zamanında uygulama gibi faktörlere bağlı olduğu da tespit edilmiştir. Bu nedenle, ihracat destek programlarının sürekli iyileştirilmesi ve daha etkin bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Firmaların bu desteklerden tam olarak faydalanabilmeleri için, ihracat stratejilerinin dikkatlice planlanması ve pazar araştırmalarının kapsamlı bir şekilde yapılması önemlidir.
Gelecek trendler açısından bakıldığında, dijitalleşmenin ihracat desteklerinde önemli bir rol oynayacağı öngörülmektedir. E-ticaret platformlarının ve dijital pazarlama araçlarının daha yaygın kullanımı, firmaların daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlayacaktır. Yapay zeka ve büyük veri analitiğinin kullanımıyla, pazar trendlerinin daha doğru tahmin edilmesi ve kişiselleştirilmiş ihracat stratejilerinin geliştirilmesi mümkün olacaktır. Ayrıca, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk konularının önemi artmakta olup, yeşil ihracat ve etik ticaret uygulamalarının desteklenmesi beklenmektedir. Uluslararası iş birlikleri ve serbest ticaret anlaşmaları da ihracatın gelişmesinde önemli bir rol oynamaya devam edecektir.
Sonuç olarak, ihracat destekleri, firmaların küresel rekabette başarılı olmaları için kritik bir unsurdur. Gelecekte, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve uluslararası iş birlikleri ihracatın şekillenmesinde belirleyici faktörler olacaktır. Bu çalışmanın, ihracat stratejileri geliştiren firmalara ve ihracat destek politikaları belirleyen politikacılara yol gösterici olması hedeflenmektedir.