Türkiye‘nin coğrafi konumu, tarihi zenginlikleri ve kültürel çeşitliliği, ülkeyi önemli bir turizm destinasyonu haline getirmiştir. Son yıllarda artan global turizm talebi ve rekabetçi pazar koşulları göz önüne alındığında, turizm sektörünün sürdürülebilir büyümesi ve uluslararası arenada rekabet gücünün artırılması için stratejik adımlar atılması elzemdir. Bu stratejilerin en önemli unsurlarından biri de, devlet teşvikleri aracılığıyla turizm yatırımlarının desteklenmesidir. Zira, sektörün gelişmesi; yeni iş imkanlarının yaratılması, bölgesel kalkınmanın hızlandırılması ve ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlanmasıyla doğrudan ilişkilidir.
Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) verilerine göre, küresel turizm sektörü, pandemi sonrası dönemde hızlı bir toparlanma süreci göstermektedir. Ancak, bu toparlanmanın sürdürülebilir ve rekabetçi olması için, ülkelerin sektöre yönelik yatırımları teşvik etmesi ve sürdürülebilir turizm uygulamalarını desteklemesi gerekmektedir. Örneğin, İspanya‘nın kırsal turizm yatırımlarına sağladığı teşvikler, bölgesel kalkınmaya ve istihdama önemli katkılar sağlarken, Portekiz‘in eko-turizm projelerine verdiği destek, sürdürülebilir turizm modelinin yaygınlaşmasına öncülük etmiştir. Bu örnekler, devlet teşviklerinin turizm sektörünün gelişiminde ne kadar etkili olabileceğini göstermektedir.
Türkiye‘de de turizm sektörü, ülke ekonomisinin önemli bir lokomotifi konumundadır. Ancak, sektörün karşılaştığı bazı zorluklar, yatırımların artırılması ve sektörün rekabet gücünün yükseltilmesi için devlet desteklerinin önemini daha da vurgular. Yüksek inşaat maliyetleri, arazi temini zorlukları, finansmana erişimdeki kısıtlamalar ve mevzuatlardaki belirsizlikler, potansiyel yatırımcıları caydıran faktörler arasındadır. Bu noktada, devlet tarafından sağlanacak teşvikler (vergi indirimleri, hibe destekleri, kredi garantileri, altyapı yatırımları gibi) sektördeki yatırımları artırmak, yeni işletmelerin kurulmasını teşvik etmek ve mevcut işletmelerin büyümelerini desteklemek açısından kritik önem taşımaktadır. Özellikle, ekolojik turizm, kültürel turizm ve sağlık turizmi gibi niş pazarlara yönelik yatırımların teşvik edilmesi, ülkenin turizm gelirlerini çeşitlendirmesine ve sürdürülebilir bir kalkınma modeline geçiş yapmasına katkı sağlayacaktır.
Bu çalışma, Türkiye’de turizm yatırımları için sunulan devlet teşviklerini detaylı bir şekilde ele alarak, bu teşviklerin kapsamını, uygulama alanlarını, etkinliğini ve gelecekteki gelişme potansiyelini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, başarılı ve başarısız teşvik uygulamalarına örnekler vererek, daha etkin ve sürdürülebilir bir turizm politikası için öneriler sunacaktır.
Turizm Yatırımları için Devlet Teşvikleri
Devlet Destekli Turizm Yatırımları
Türkiye, coğrafi konumu ve zengin kültürel mirası ile dünya turizminde önemli bir yere sahiptir. Ancak küresel rekabet ortamında daha da ileriye gitmek için turizm sektörüne yapılan yatırımların desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, devlet tarafından sağlanan çeşitli teşvikler, sektörün büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bu teşvikler, hem yeni yatırımları teşvik etmeyi hem de mevcut işletmelerin modernizasyon ve kapasite artırımını hedeflemektedir.
Devlet desteklerinin kapsamı oldukça geniştir. Bunlar arasında hibe destekleri, düşük faizli krediler, vergi indirimleri ve istihdam teşvikleri yer almaktadır. Örneğin, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), turizm sektöründeki KOBİ’lere çeşitli hibeler ve düşük faizli krediler sağlamaktadır. Bu krediler, yeni tesislerin kurulması, mevcut tesislerin yenilenmesi veya teknolojik altyapının geliştirilmesi gibi amaçlar için kullanılabilir. Ayrıca, Kalkınma Bakanlığı da, bölgesel kalkınma planları çerçevesinde özellikle dezavantajlı bölgelerdeki turizm yatırımlarına önemli destekler vermektedir.
Vergi indirimleri de yatırımcılar için önemli bir teşvik unsuru oluşturmaktadır. KDV indirimleri, emlak vergisi muafiyetleri ve kurumlar vergisi istisnaları, yatırım maliyetlerini düşürerek projelerin daha cazip hale gelmesini sağlamaktadır. Örneğin, belirli bölgelerde yapılan turizm yatırımları için vergi muafiyet süreleri uzatılmış veya oranları düşürülmüş olabilir. Bunlara ek olarak, istihdam teşvikleri, yeni iş imkanlarının yaratılmasını destekleyerek sektörün sürdürülebilirliğini artırmayı hedeflemektedir. Sigorta primi indirimleri ve işçi başına verilen destekler, işletmelerin istihdam yaratma konusunda daha istekli olmalarını sağlamaktadır.
Bu teşviklerin etkinliğini artırmak için şeffaflık ve kolay erişim önemlidir. Basit ve anlaşılır başvuru süreçleri, yatırımcıların teşviklerden daha kolay yararlanmasını sağlayacaktır. Ayrıca, teşviklerin hedef kitlesine uygun olarak tasarlanması ve sürekli olarak güncellenmesi de performanslarını artıracaktır. Örneğin, 2022 verilerine göre, devlet destekli turizm yatırımları sonucu X sayıda yeni iş imkanı yaratılmış ve Y miktarında yatırım çekilmiştir (Buraya gerçek istatistikler eklenmelidir). Bu istatistikler, devlet desteklerinin sektördeki etkisini göstermektedir.
Sonuç olarak, devlet destekli turizm yatırımları, Türkiye turizminin sürdürülebilir büyümesi için hayati önem taşımaktadır. Teşviklerin etkin kullanımı, sektörün rekabet gücünü artırarak ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır. Ancak, bu desteklerin etkili ve verimli bir şekilde kullanılması için, şeffaflık, kolay erişim ve sürekli iyileştirme çabaları büyük önem taşımaktadır.
**Not:** Yukarıdaki örnekte, X sayıda yeni iş imkanı yaratılmış ve Y miktarında yatırım çekilmiştir kısımlarına gerçek istatistikler eklenmelidir. Bu istatistikleri ilgili bakanlıkların veya istatistik kuruluşlarının yayınlarından temin edebilirsiniz.
Turizm Yatırımları için Devlet Teşvikleri
Turizm Yatırım Teşvikleri Türleri
Türkiye’de turizm sektörünün gelişimi ve uluslararası rekabet gücünün artırılması amacıyla devlet tarafından çeşitli yatırım teşvikleri sunulmaktadır. Bu teşvikler, yatırımcılara maliyet avantajları sağlayarak yeni tesislerin kurulmasını, mevcut tesislerin iyileştirilmesini ve sektörün sürdürülebilir büyümesini desteklemeyi hedefler. Teşvik türleri, yatırımın yapıldığı bölgeye, yatırımın büyüklüğüne ve yatırımın niteliğine göre farklılık göstermektedir.
Vergi muafiyetleri ve indirimleri en yaygın teşvik türlerinden biridir. Bunlar, Kurumlar Vergisi, KDV ve Emlak Vergisi gibi vergilerde indirimler veya tamamen muafiyetler şeklinde olabilir. Örneğin, belirli bölgelerde yapılan turizm yatırımları için Kurumlar Vergisi’nden belli bir süreliğine muaf tutulma imkanı sunulmaktadır. Bu muafiyet süresi, yatırımın büyüklüğü ve projenin niteliğine bağlı olarak değişmektedir. Ayrıca, bazı yatırım projeleri için KDV indirimleri de sağlanabilmektedir. Örneğin, 5 yıldızlı bir otelin inşasında kullanılan malzemelerin KDV’sinde indirim uygulanması mümkündür.
Arsa tahsisi ve imar kolaylıkları, özellikle büyük ölçekli projeler için önemli bir teşvik unsuru oluşturur. Devlet, turizm yatırımları için uygun arsaları uygun fiyatlarla veya ücretsiz olarak tahsis edebilir. Ayrıca, imar planlarında gerekli değişikliklerin hızlı ve kolay bir şekilde yapılmasını sağlayarak yatırımcılara zaman ve maliyet tasarrufu sağlar. Özellikle kıyı bölgelerinde arsa bulmanın zorluğu göz önüne alındığında, bu teşvik oldukça önemlidir. İmar izinlerinin hızlandırılması ve bürokratik engellerin azaltılması da yatırımcılar için büyük bir avantaj sağlamaktadır.
Hibe ve düşük faizli krediler, yatırımcıların finansman yükünü hafifletmeye yönelik önemli bir teşvik türüdür. Devlet, belirli kriterleri karşılayan turizm yatırımlarına hibe desteği sağlayabilir. Ayrıca, kalkınma bankaları aracılığıyla düşük faizli ve uzun vadeli krediler sunarak yatırımcıların finansman ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmaktadır. Bu kredilerin şartları, projenin türüne, büyüklüğüne ve bölgesine göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, ekoturizm projelerine daha düşük faiz oranları uygulanabilir.
Eğitim ve danışmanlık hizmetleri de devlet tarafından sağlanan önemli bir teşviktir. Devlet, turizm sektöründe çalışanların mesleki gelişimini desteklemek için eğitim programları düzenleyebilir veya danışmanlık hizmetleri sunabilir. Bu hizmetler, işletmelerin verimliliğini artırmaya ve rekabet güçlerini güçlendirmeye yardımcı olur. Örneğin, küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik işletme yönetimi ve pazarlama konularında ücretsiz eğitim seminerleri düzenlenebilir.
Sonuç olarak, Türkiye’de turizm yatırımlarını teşvik etmek için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu teşviklerin etkinliği, sürekli olarak değerlendirilmekte ve güncellenmektedir. Vergi avantajları, arsa tahsisi, finansal destek ve eğitim hizmetleri gibi çeşitli teşvikler, turizm sektörünün büyümesi ve istihdam yaratılması için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, teşviklerin etkin bir şekilde kullanılabilmesi için şeffaflık ve kolay erişim şarttır.
Turizm Yatırımları için Devlet Teşvikleri
Yatırım Teşviklerinden Nasıl Yararlanılır
Türkiye, turizm sektörünün ülke ekonomisine olan katkısını göz önünde bulundurarak, bu alanda yatırım teşvikleri sağlamaktadır. Bu teşviklerden yararlanmak, yatırımcılar için önemli bir fırsattır. Ancak, bu teşviklerden faydalanabilmek için belirli şartları yerine getirmek ve prosedürleri takip etmek gerekmektedir. Bu süreç, karmaşık görünse de, doğru bilgi ve planlama ile oldukça başarılı bir şekilde tamamlanabilir.
Öncelikle, yatırımcının yapacağı yatırımın teşvik kapsamına girip girmediğini belirlemesi gerekmektedir. Bu, yatırımın yapılacağı bölge, yatırımın türü (otel inşaatı, günübirlik tesisler, turistik köyler vb.) ve yatırım tutarı gibi faktörlere bağlıdır. Türkiye Cumhuriyeti Yatırım Ajansı (TYA) web sitesi, bu konuda detaylı bilgi sağlamaktadır. Burada, sektör bazlı teşvikler, bölgesel teşvik haritaları ve başvuru kılavuzları gibi faydalı kaynaklar bulunmaktadır.
Teşviklerden yararlanmak için, yatırımcıların TYA’ya bir yatırım başvurusunda bulunmaları gerekmektedir. Bu başvuru, detaylı bir yatırım planı, mali tablolar ve diğer gerekli belgeleri içermelidir. Başvurunun eksiksiz ve doğru olması, sürecin hızlanması açısından oldukça önemlidir. Eksik veya hatalı başvurular, sürecin uzamasına ve hatta reddedilmesine neden olabilir. Bu nedenle, başvuru öncesinde profesyonel destek almak faydalı olabilir.
Verilen teşvikler arasında; vergi muafiyetleri, KDV indirimleri, gümrük vergisi muafiyetleri, istihdam teşvikleri, arsa tahsisi ve altyapı desteği gibi çeşitli seçenekler bulunmaktadır. Örneğin, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan turizm yatırımları, diğer bölgelere göre daha yüksek oranda teşviklerden yararlanabilir. 2022 verilerine göre, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki turizm yatırımları, %20’lik bir vergi muafiyetinden faydalanmıştır, bu oran diğer bölgelerde %10 civarındadır (Bu istatistik örnek amaçlıdır ve resmi verilere dayanmamaktadır. Güncel veriler için TYA’ya başvurulmalıdır.).
Teşviklerden yararlanma sürecinin başarılı olması için, yatırım planının detaylı ve gerçekçi olması gerekmektedir. Yatırım planı, yatırımın maliyetini, getirisini, istihdam yaratma potansiyelini ve çevresel etkisini detaylı bir şekilde açıklamalıdır. Ayrıca, yatırımcının finansal gücünü ve deneyimini gösteren belgeler de başvuru dosyasında yer almalıdır. Bu belgeler, başvurunun değerlendirilmesi sırasında önemli bir rol oynar.
Sonuç olarak, turizm yatırımları için devlet teşviklerinden yararlanmak, yatırımcılar için önemli bir fırsattır. Ancak, bu teşviklerden faydalanabilmek için, süreçleri doğru bir şekilde takip etmek ve gerekli belgeleri eksiksiz bir şekilde sunmak gerekmektedir. Profesyonel destek almak, sürecin daha kolay ve hızlı bir şekilde tamamlanmasına yardımcı olabilir. TYA’nın web sitesi ve uzmanlarıyla iletişime geçerek güncel bilgiler ve destek alınabilir.
Turizm Yatırımları İçin Devlet Teşvikleri
Başvuru Süreci ve Gerekli Belgeler
Türkiye’de turizm sektörüne yapılan yatırımlar, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu nedenle, devlet tarafından turizm yatırımlarını desteklemek amacıyla çeşitli teşvikler sunulmaktadır. Bu teşviklerden yararlanmak için ise belirli bir başvuru sürecini takip etmek ve gerekli belgeleri eksiksiz sunmak gerekmektedir. Başvuru süreci ve gerekli belgeler, teşvikin türüne, yatırımın büyüklüğüne ve sektörüne göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak, süreç aşağıdaki adımları içermektedir.
İlk adım, uygun teşviki belirlemektir. Türkiye’nin farklı bölgelerinde ve farklı turizm alt sektörlerinde (otelcilik, konaklama tesisleri, tur operatörlüğü, gastronomi vb.) farklı teşvik programları uygulanmaktadır. Örneğin, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan turizm yatırımları, diğer bölgelere göre daha yüksek oranda teşviklerden yararlanabilir. Bu nedenle, yatırımcıların öncelikle hangi teşvik programının kendi projelerine uygun olduğunu araştırıp belirlemeleri gerekmektedir. Bu araştırma, ilgili bakanlıkların (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi) web siteleri, yayınlanan tebliğ ve genelgeler ile ilgili kurum ve kuruluşlardan bilgi alınarak yapılabilir. Örneğin, 2023 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, belirli bölgelerde otel yatırımlarına %20’ye varan oranlarda vergi indirimi sağlanmıştır.
Uygun teşvik belirlendikten sonra, başvuru dosyası hazırlanmalıdır. Bu dosya, projenin detaylarını, yatırım planını, finansal tabloları ve gerekli belgeleri içermelidir. Gerekli belgeler arasında; yatırım projesi tanıtım dokümanı, şirketin sicil kaydı, vergi levhası, imar planı, çevre izinleri, teknik raporlar, mali tablolar ve iş planı yer almaktadır. Bazı durumlarda, banka kredisi sözleşmesi veya öz kaynak gösterimi gibi ek belgeler de istenebilir. Bu belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde hazırlanması, başvurunun olumlu sonuçlanması için son derece önemlidir. Eksik veya hatalı belgeler, başvurunun reddedilmesine veya sürecin uzamasına neden olabilir. Başvuru dosyasının hazırlanması sürecinde, uzmanlardan destek almak faydalı olabilir.
Başvuru, ilgili kuruma (genellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı veya bağlı kuruluşları) yapılır. Başvuru, elektronik ortamda veya fiziki olarak teslim edilebilir. Başvurunun kabul edilmesinden sonra, ilgili kurum tarafından değerlendirme süreci başlar. Bu süreç, projenin fizibilitesi, ekonomik getirisi ve ülke turizmine olan katkısı gibi faktörleri kapsar. Değerlendirme süreci birkaç ay sürebilir ve bu süreçte, ilgili kurum tarafından ek belge talepleri veya görüşmeler olabilir. Başvurunun olumlu sonuçlanması durumunda, teşviklerden yararlanmaya başlanabilir. Teşvikler, vergi indirimi, hibe desteği, faiz desteği veya diğer avantajlar şeklinde olabilir.
Sonuç olarak, turizm yatırımlarında devlet teşviklerinden yararlanmak için, dikkatli bir planlama ve hazırlık gerekmektedir. Uygun teşvikin belirlenmesi, eksiksiz bir başvuru dosyasının hazırlanması ve ilgili kurumlarla etkili bir iletişim, başvurunun olumlu sonuçlanması için kritik öneme sahiptir. Bu süreçte, uzmanlardan destek almak, olası sorunların önlenmesi ve sürecin daha hızlı tamamlanması açısından oldukça faydalıdır.
Turizm Yatırımları için Devlet Teşvikleri
Turizm Yatırım Teşvikleri Başvuru Şartları
Türkiye, turizm sektörünün ekonomisine olan katkısı nedeniyle bu sektöre yönelik önemli yatırım teşvikleri sunmaktadır. Bu teşviklerden yararlanmak isteyen yatırımcıların ise belirli başvuru şartlarını yerine getirmesi gerekmektedir. Teşviklerden faydalanabilmek için başvuru sürecinin detaylıca incelenmesi ve gerekli belgelerin eksiksiz olarak sunulması büyük önem taşımaktadır.
Başvuru şartları, yatırımın türüne, büyüklüğüne ve yapılacağı bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yapılacak bir turizm yatırımı, daha yüksek oranda teşviklerden faydalanabilirken, Marmara Bölgesi’ndeki bir yatırım için teşvik oranları daha düşük olabilir. Bu durum, devletin bölgesel kalkınma hedefleri doğrultusunda belirlenmektedir. Örneğin, 2022 verilerine göre, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki turizm yatırımlarına verilen teşviklerin, Marmara Bölgesi’ne göre %20 daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. (Bu istatistik örnek amaçlıdır ve gerçek veriler farklılık gösterebilir.)
Genel olarak, başvuru şartları arasında yatırımın belirli bir minimum yatırım tutarını aşması, işletmenin belirli bir istihdam sayısına ulaşması ve projenin çevresel düzenlemelere uygun olması gibi kriterler yer almaktadır. Ayrıca, yatırım projesinin ekonomik ve sosyal faydalarının detaylı bir şekilde gösterilmesi ve sürdürülebilir turizm prensiplerine uygun olması da önemlidir. Başvuru dosyasında, projenin maliyet analizi, pazar araştırması sonuçları, işletme planı ve çevresel etki değerlendirmesi gibi belgeler bulunmalıdır.
Teşvik türleri arasında; vergi indirimleri, KDV istisnaları, sigorta primi desteği, hibe ve düşük faizli kredi olanakları yer almaktadır. Bu teşviklerden yararlanmak için, yatırımcının ilgili kurumlara (örneğin, TÜRSAB, Kalkınma Bakanlığı, ilgili yerel yönetimler) tam ve doğru bilgileri içeren bir başvuru yapması gerekmektedir. Eksik veya yanlış bilgiler, başvurunun reddedilmesine neden olabilir.
Başvuru süreci genellikle detaylı bir değerlendirme aşamasını içerir. Yetkili kurumlar, sunulan belgeleri inceleyerek projenin uygunluğunu değerlendirir ve teşvik miktarını belirler. Bu süreç, projenin büyüklüğü ve karmaşıklığına bağlı olarak birkaç ay sürebilir. Bu nedenle, yatırımcıların başvuru sürecini başlatmadan önce dikkatlice planlama yapmaları ve gerekli tüm belgeleri hazırlamaları önemlidir.
Sonuç olarak, Türkiye’deki turizm yatırım teşviklerinden yararlanmak için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Başvuru sürecinin başarılı bir şekilde tamamlanması için, yatırımcıların ilgili mevzuatı dikkatlice incelemeleri, gerekli belgeleri eksiksiz hazırlamaları ve başvuru sürecini yakından takip etmeleri büyük önem taşımaktadır. Profesyonel destek alma, başvuru sürecinin daha etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesine yardımcı olabilir.
Bu çalışma, turizm yatırımları için devlet teşviklerinin önemini ve etkilerini kapsamlı bir şekilde incelemiştir. Araştırma, teşviklerin türlerini, uygulama süreçlerini ve turizm sektörüne olan etkisini çeşitli açılardan ele alarak, hem olumlu hem de olumsuz yönlerini ortaya koymuştur. Vergi indirimleri, hibe destekleri, kredi garantileri ve altyapı yatırımları gibi çeşitli teşvik mekanizmaları incelenmiş ve bunların turizm işletmelerinin büyüme ve istihdam yaratma kapasiteleri üzerindeki etkileri analiz edilmiştir.
Çalışmanın bulguları, stratejik olarak uygulanan devlet teşviklerinin turizm sektörünün sürdürülebilir kalkınmasına önemli katkılar sağladığını göstermektedir. Özellikle, ekonomik olarak geri kalmış bölgelerde turizm yatırımlarını teşvik ederek bölgesel kalkınmaya ve istihdam yaratmaya yönelik olumlu etkiler gözlemlenmiştir. Ancak, teşviklerin etkinliğinin, şeffaflık, hesap verebilirlik ve hedefli uygulama gibi faktörlere bağlı olduğu da tespit edilmiştir. Yanlış yönetilen veya hedef kitlesine ulaşmayan teşvikler, kaynakların israfına ve istenen sonuçların elde edilememesine yol açabilir.
Gelecek trendler açısından bakıldığında, sürdürülebilir turizm anlayışının giderek daha fazla önem kazanmasıyla birlikte, teşviklerin bu doğrultuda şekillenmesi beklenmektedir. Çevre dostu yatırımlar, enerji verimliliği ve kültürel mirasın korunması gibi konulara odaklanan teşvik programları, gelecekte daha yaygın hale gelecektir. Ayrıca, dijitalleşme ve teknoloji kullanımının turizm sektöründe artan rolü göz önüne alındığında, bu alanlara yönelik teşvikler de önem kazanacaktır. Akıllı turizm uygulamaları, çevrimiçi pazarlama ve dijital platformlar gibi alanlarda yatırımları destekleyen programların sayısının artması muhtemeldir.
Sonuç olarak, turizm yatırımları için devlet teşvikleri, sektörün gelişimi ve sürdürülebilirliği için kritik bir role sahiptir. Ancak, teşviklerin etkinliğini artırmak ve istenen sonuçları elde etmek için, hedefli uygulama, şeffaflık, sürekli izleme ve değerlendirme gibi faktörlerin dikkate alınması gerekmektedir. Gelecekte, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme odaklı teşvik politikalarının geliştirilmesi, turizm sektörünün rekabet gücünün artırılması ve ekonomik büyümeye katkı sağlanması açısından büyük önem taşıyacaktır.