Borsa piyasası, hem büyük kazançlar vaat eden hem de büyük kayıplara yol açabilecek oldukça karmaşık ve dinamik bir ortamdır. Doğru şirketleri seçmek, bu riskli dünyada başarılı olmanın ve yatırım getirisini maksimize etmenin en önemli unsurlarından biridir. Yanlış bir yatırım kararı, yıllarca süren birikimlerinizi hızla yok edebilirken, doğru bir seçim sizi finansal özgürlüğe bir adım daha yaklaştırabilir. Bu nedenle, borsa yatırımı yapmadan önce kapsamlı bir araştırma yapmak ve yatırım stratejinizi dikkatlice planlamak son derece önemlidir.
Son yıllarda borsa piyasasında yaşanan dalgalanmalar, yatırımcıların risk yönetimi konusunda daha bilinçli olmalarını gerekli kılmıştır. Örneğin, 2020 yılında yaşanan küresel pandemi, birçok şirketin değerinde dramatik düşüşlere neden olurken, bazı şirketler ise bu dönemde beklenmedik bir büyüme göstermiştir. Bu durum, piyasadaki fırsatların ve risklerin ne kadar hızlı değişebileceğini ve şirket seçiminin önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Birçok yatırımcı, pandemi döneminde teknoloji şirketlerine olan talebin artmasıyla büyük kazançlar elde ederken, turizm ve havayolu sektöründeki şirketler ciddi kayıplar yaşamıştır. Bu örnek, piyasa trendlerini anlama ve şirketlerin mali durumlarını dikkatlice analiz etmenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Şirket seçimi sürecinde göz önünde bulundurulması gereken birçok faktör vardır. Bunlar arasında şirketin mali tabloları, sektördeki konumu, rekabet avantajları, yönetim ekibinin kalitesi, büyüme potansiyeli ve gelecek beklentileri yer almaktadır. Sadece şirketin geçmiş performansına bakmak yeterli değildir; gelecekteki performansını tahmin etmek için kapsamlı bir analiz yapmak gerekmektedir. Bu analiz, finansal oranların incelenmesi, sektör raporlarının okunması, uzman görüşlerinin takip edilmesi ve şirketin stratejik planlarının değerlendirilmesi gibi farklı yöntemleri içerebilir. Ayrıca, diversifikasyon prensibini uygulamak ve yatırımlarınızı farklı sektörlerdeki şirketlere dağıtmak, riski azaltmak için önemli bir adımdır. Bir tek şirkete yoğunlaşmak, o şirketin başarısız olması durumunda büyük kayıplara yol açabilir.
Bu rehberde, borsa piyasasında doğru şirketleri seçmek için kullanabileceğiniz pratik stratejiler ve yöntemler ele alınacaktır. Farklı analiz teknikleri, piyasa trendlerini takip etme yöntemleri ve risk yönetimi stratejileri detaylı bir şekilde açıklanacak ve örneklerle desteklenecektir. Amacımız, yatırımcıların daha bilinçli kararlar almalarına ve yatırım hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmaktır. Bu rehberi okuduktan sonra, borsa piyasasında daha güvenli ve karlı bir yatırım deneyimi yaşamanız için gerekli bilgi ve becerilere sahip olacaksınız.
Borsa Piyasasında Yatırım Yaparken Doğru Şirketleri Seçme
Borsa Şirketi Analizi
Borsa piyasasında başarılı olmak için sadece şansa güvenmek yeterli değildir. Karlı bir yatırım yapmak, kapsamlı bir şirket analizi gerektirmektedir. Bu analiz, potansiyel yatırımların değerini belirlemek ve riskleri değerlendirmek için gerekli olan finansal ve temel verileri inceleyerek gerçekleştirilir. Doğru şirketleri seçmek, uzun vadeli karlılığı doğrudan etkiler ve kayıplardan korunmaya yardımcı olur.
Temel analiz, bir şirketin içsel değerini belirlemek için kullanılır. Bu analizde, şirketin mali tabloları (gelir tablosu, bilanço ve nakit akış tablosu) dikkatlice incelenir. Gelirlilik oranları (kar marjı, net kar marjı), verimlilik oranları (varlık dönüşümü, öz sermaye dönüşümü), likidite oranları (cari oran, asit testi oranı) gibi önemli göstergeler, şirketin finansal sağlığını değerlendirmede kullanılır. Örneğin, sürekli düşen kar marjı, şirketin rekabet gücünün azalabileceğine işaret edebilir. Yüksek borç oranları ise finansal riskleri artırabilir.
Teknik analiz ise geçmiş fiyat hareketlerini ve hacim verilerini kullanarak gelecekteki fiyat hareketlerini tahmin etmeye çalışır. Grafikler, trend çizgileri, destek ve direnç seviyeleri gibi teknik göstergeler, alım ve satım kararlarını desteklemek için kullanılır. Ancak, teknik analiz, temel analizle birlikte kullanıldığında daha etkilidir. Sadece teknik analize güvenmek riskli olabilir çünkü geçmiş veriler geleceği garanti etmez. Örneğin, bir hissenin fiyatı sürekli yükseliyor olabilir, ancak temel analiz, şirketin zayıf finansal performans gösterdiğini ortaya koyabilir.
Şirket analizi yaparken sadece sayılara odaklanmak yeterli değildir. Şirketin sektörü, rekabet ortamı, yönetim kalitesi, inovasyon kapasitesi ve gelecek planları gibi niteliksel faktörler de değerlendirilmelidir. Örneğin, hızlı büyüyen bir sektörde faaliyet gösteren, güçlü bir yönetim ekibine sahip ve yenilikçi ürünler geliştiren bir şirket, daha yüksek büyüme potansiyeline sahip olabilir. ABD’deki S&P 500 endeksinde yer alan şirketlerin büyük bir çoğunluğu, güçlü temel analiz sonuçlarına sahip şirketlerdir. Bu, temel analizin önemini vurgular.
Sonuç olarak, başarılı bir borsa yatırımı için kapsamlı bir şirket analizi şarttır. Hem temel hem de teknik analizi kullanarak, şirketin finansal sağlığını, sektör pozisyonunu ve gelecek beklentilerini değerlendirmek, bilinçli yatırım kararları almak için olmazsa olmazdır. Unutulmamalıdır ki, her yatırım risk içerir ve hiçbir analiz yöntemi %100 garanti veremez. Bu nedenle, yatırım kararı almadan önce kendi araştırmanızı yapmak ve gerektiğinde profesyonel yardım almak önemlidir.
Borsa Piyasasında Yatırım Yaparken Doğru Şirketleri Seçme
Finansal Tabloları Değerlendirme
Borsa piyasasında başarılı olmak için doğru şirketleri seçmek son derece önemlidir. Bu seçim sürecinde ise şirketlerin mali durumunu anlamak ve değerlendirmek için finansal tablolar olmazsa olmazdır. Finansal tablolar, bir şirketin mali performansını, mali yapısını ve likiditesini gösteren önemli belgelerdir. Bu tabloları doğru bir şekilde okuyup analiz etmek, yatırım kararlarınızı bilinçli bir şekilde vermenizi sağlar ve potansiyel riskleri azaltmanıza yardımcı olur.
Temel olarak üç ana finansal tablo vardır: Gelir Tablosu, Bilanço ve Nakit Akış Tablosu. Gelir Tablosu, belirli bir dönemdeki şirketin gelirlerini, giderlerini ve karını gösterir. Örneğin, bir şirketin satış gelirlerinin %10 arttığı, ancak aynı dönemde giderlerinin %15 arttığı bir Gelir Tablosunda, karlılığın düştüğü görülür. Bu durum, şirketin mali performansının zayıfladığını ve yatırım için riskli olabileceğini gösterebilir. Kar Marjı, Net Kar ve Brüt Kar gibi önemli metrikler, şirketin karlılığını değerlendirmek için kullanılır.
Bilanço ise belirli bir tarihte şirketin varlıklarını, yükümlülüklerini ve öz sermayesini gösterir. Varlıklar, şirketin sahip olduğu kaynakları (örneğin, nakit, hesaplar alacak, gayrimenkul), yükümlülükler ise şirketin borçlarını (örneğin, banka kredileri, alacaklılar) ve öz sermaye ise şirket sahiplerinin şirket içindeki payını temsil eder. Bilançoda önemli olan oranlar arasında öz sermaye kâr oranı ve borç/öz sermaye oranı yer alır. Yüksek borç/öz sermaye oranı, şirketin yüksek risk altında olduğunu gösterebilir. Örneğin, %80’in üzerinde bir borç/öz sermaye oranı, yatırımcılar için bir uyarı işareti olabilir.
Nakit Akış Tablosu ise belirli bir dönemdeki şirketin nakit giriş ve çıkışlarını gösterir. Bu tablo, şirketin nakit akışının sağlığını değerlendirmek için kullanılır. İşletmelerden gelen nakit akışı, yatırımlardan gelen nakit akışı ve finanstan gelen nakit akışı olmak üzere üç ana bölümden oluşur. Örneğin, sürekli olarak negatif işletmelerden gelen nakit akışı, şirketin işletme faaliyetlerinden yeterli nakit üretemediğini ve sürdürülebilirliğinin risk altında olduğunu gösterebilir.
Sonuç olarak, finansal tabloları analiz etmek, borsa piyasasında başarılı yatırım yapmanın temel taşlarından biridir. Her bir tablonun ayrıntılarını anlamak ve önemli oranları hesaplamak, şirketin mali sağlığını doğru bir şekilde değerlendirmenize ve bilinçli yatırım kararları vermenize olanak tanır. Ancak, finansal tabloların tek başına yeterli olmadığını unutmamak önemlidir. Sektör analizi, rekabeti değerlendirme ve şirketin yönetim kalitesi gibi diğer faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Profesyonel bir finansal danışmandan destek almak da yatırım kararlarınızı daha güvenilir hale getirebilir.
Borsa Piyasasında Yatırım Yaparken Doğru Şirketleri Seçme
Yatırım Stratejisi Oluşturma
Borsa piyasasında başarılı olmak, sadece şansa bırakılacak bir durum değildir. Karlı bir yatırım stratejisi oluşturmak, uzun vadeli başarı için olmazsa olmazdır. Bu strateji, risk toleransınızı, yatırım hedeflerinizi ve zaman ufkunuzu dikkate alarak kişiselleştirilmelidir. Rastgele hisse senedi seçmek yerine, titiz bir araştırma ve planlama süreciyle doğru şirketleri belirlemeniz gerekmektedir.
Öncelikle, risk toleransınızı belirlemek çok önemlidir. Yüksek riskli yatırımlarla yüksek getiri elde etme olasılığı daha yüksek olsa da, aynı zamanda kayıp riski de daha fazladır. Konservatif bir yatırımcıysanız, düşük riskli, istikrarlı getiri sağlayan şirketlere odaklanmalısınız. Daha fazla risk almaya istekliyseniz, büyüme potansiyeli yüksek ancak daha volatil şirketlere yatırım yapabilirsiniz. Örneğin, %10’luk bir kayıp sizin için kabul edilebilir bir risk iken, %20’lik bir kayıp sizi endişelendiriyorsa, bu durum risk toleransınızı belirlemenize yardımcı olur.
Yatırım hedeflerinizi tanımlamak da stratejinizin temelini oluşturur. Kısa vadeli hedefleriniz (örneğin, 1 yıl içinde bir araba almak) mi yoksa uzun vadeli hedefleriniz (örneğin, emeklilik için tasarruf etmek) mi ön planda? Kısa vadeli hedefler için daha likit ve düşük riskli yatırımlara odaklanmanız gerekirken, uzun vadeli hedefler için daha yüksek riskli ve büyüme potansiyeli yüksek şirketlere yatırım yapabilirsiniz. Örneğin, emeklilik için yatırım yapan bir kişinin, kısa vadeli getirilerden ziyade uzun vadeli büyümeye odaklanması daha mantıklıdır.
Şirket analizi, doğru şirketleri seçmek için olmazsa olmaz adımlardan biridir. Finansal tabloları dikkatlice inceleyerek şirketin karlılığını, borç seviyesini, nakit akışını ve büyüme oranını değerlendirmelisiniz. P/E oranı (Fiyat/Kazanç oranı) gibi önemli metrikleri kullanarak şirketin değerlemesini analiz edebilirsiniz. Yüksek P/E oranı, şirketin gelecekte yüksek büyüme beklentilerine sahip olduğunu gösterirken, düşük P/E oranı ise şirketin değerinin düşük olduğunu gösterebilir. Ancak, bu oranı tek başına değerlendirmek doğru değildir, diğer metriklerle birlikte değerlendirilmelidir.
Sektör analizi de önemlidir. Belirli bir sektörün büyüme potansiyelini ve risklerini değerlendirerek, yatırımlarınızı daha stratejik hale getirebilirsiniz. Örneğin, teknolojik gelişmelerin hızlı olduğu bir sektörde yatırım yapmak, yüksek getiri sağlayabilir ancak aynı zamanda yüksek risk de içerebilir. Sektör trendlerini ve rekabet ortamını analiz etmek, doğru kararlar almanıza yardımcı olacaktır. Örneğin, 2020’lerin başında sürdürülebilir enerji sektörüne yapılan yatırımlar, uzun vadede yüksek getiri sağlamıştır.
Son olarak, diversifikasyon, risklerinizi azaltmak için önemli bir stratejidir. Tüm yumurtalarınızı tek bir sepete koymamak, olası kayıpları sınırlamanıza yardımcı olur. Farklı sektörlerde ve farklı şirketlerde yatırım yaparak portföyünüzü çeşitlendirebilirsiniz. Bu, bir şirketin kötü performans göstermesi durumunda, diğer yatırımlarınızın kayıpları telafi etmesine yardımcı olur. Örneğin, %60 hisse senedi, %30 tahvil ve %10 emtiaya yatırım yaparak portföyünüzü çeşitlendirebilirsiniz.
Unutmayın ki, bu sadece genel bir çerçevedir. Profesyonel bir finans danışmanından yardım almak, kişiselleştirilmiş bir yatırım stratejisi oluşturmanızda size yardımcı olabilir. Borsa piyasası karmaşık bir ortamdır ve doğru araştırma ve planlama ile başarılı olabilirsiniz.
Borsa Piyasasında Yatırım Yaparken Doğru Şirketleri Seçme
Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi
Borsa piyasası, yüksek getiri potansiyeli sunarken aynı zamanda önemli riskler de beraberinde getirir. Doğru şirketleri seçmek, bu riskleri minimize etmenin ve karlılık şansını artırmanın anahtarıdır. Bu süreç, kapsamlı bir risk değerlendirmesi ve yönetimi stratejisi gerektirir.
Risk değerlendirmesi, potansiyel kayıpları ve bunların olasılıklarını belirlemeyi içerir. Bu, şirketin finansal performansını, sektördeki konumunu, yönetim kalitesini ve makro ekonomik faktörleri analiz etmeyi gerektirir. Örneğin, yüksek borç oranına sahip bir şirket, faiz oranlarındaki artışa karşı daha hassastır ve bu da finansal riskini artırır. Aynı şekilde, belirli bir sektöre aşırı bağımlı bir şirket, o sektörde yaşanacak bir durgunluktan daha fazla etkilenebilir.
Temel analiz, bir şirketin içsel değerini belirlemek için finansal tablolarını ve iş performansını değerlendirir. Bu, şirketin karlılığı, likiditesi ve borç seviyesi gibi faktörleri incelemeyi içerir. Örneğin, düşük kar marjı ve yüksek borç oranına sahip bir şirket, yüksek riskli bir yatırım olarak kabul edilebilir. Teknik analiz ise geçmiş fiyat hareketlerini ve hacim verilerini kullanarak gelecekteki fiyat hareketlerini tahmin etmeye çalışır. Bu yöntem, yatırım zamanlamasını optimize etmek için kullanılabilir, ancak tek başına yeterli değildir ve temel analizin destekleyici bir aracı olarak kullanılmalıdır.
Risk değerlendirmesinde kullanılan önemli bir ölçüt, betadır. Beta, bir hisse senedinin piyasa genelindeki hareketlere göre ne kadar volatil olduğunu gösteren bir istatistiktir. 1’den büyük bir beta, piyasadan daha volatil olduğunu, 1’den küçük bir beta ise piyasadan daha az volatil olduğunu gösterir. Yüksek betaya sahip hisseler yüksek getiri potansiyeli sunarken, aynı zamanda daha yüksek risk de taşırlar. Örneğin, teknoloji sektörü genellikle yüksek betaya sahip hisselere ev sahipliği yapar, bu da yüksek getiri potansiyeliyle birlikte yüksek risk anlamına gelir.
Risk yönetimi, belirlenen riskleri azaltmak veya yönetmek için stratejiler geliştirmeyi içerir. Bunlar arasında diversifikasyon (yatırımların farklı sektörler ve şirketler arasında dağıtılması), stop-loss emirleri (belirli bir fiyat seviyesinin altında hisselerin otomatik olarak satılması) ve hedge fonları (riskleri azaltmak için kullanılan yatırım araçları) yer alır. Örneğin, portföyünüzü farklı sektörlerden hisselere dağıtarak, bir sektördeki düşüşün portföyünüz üzerindeki etkisini azaltabilirsiniz. Bununla birlikte, risk yönetimi, tamamen riski ortadan kaldırmayı değil, kabul edilebilir bir risk seviyesini korumayı hedefler.
Sonuç olarak, borsa piyasasında başarılı olmak için kapsamlı bir risk değerlendirmesi ve yönetimi stratejisi hayati önem taşır. Temel ve teknik analiz tekniklerini kullanarak şirketleri değerlendirmek, risk ölçütlerini anlamak ve uygun risk yönetimi stratejileri uygulamak, yatırım kararlarında daha bilinçli adımlar atmanıza ve potansiyel kayıpları minimize etmenize yardımcı olur. Unutmayın, her yatırım bir miktar risk içerir ve risk toleransınızı anlamak, başarılı bir yatırım stratejisi geliştirmek için çok önemlidir.
Borsa Piyasasında Yatırım Yaparken Doğru Şirketleri Seçme
Uzun Vadeli Yatırım Planlaması
Borsa piyasasında başarılı olmak için uzun vadeli bir yatırım planı olmazsa olmazdır. Kısa vadeli dalgalanmalara odaklanmak yerine, geleceğe yönelik sağlam bir strateji geliştirmek, karlılık şansınızı önemli ölçüde artırır. Bu planlama, sadece doğru şirketleri seçmekle kalmaz, aynı zamanda risk yönetimi, portföy çeşitlendirmesi ve duygusal disiplin gibi önemli faktörleri de kapsar.
Doğru şirketleri seçmek, kapsamlı bir araştırmayı gerektirir. Sadece yüksek büyüme potansiyeline sahip şirketlere odaklanmak yeterli değildir. Şirketin mali sağlığı, yönetim kalitesi, sektördeki konumu ve rekabet avantajları gibi faktörleri de dikkatlice değerlendirmek gerekir. Örneğin, son yıllarda teknolojik gelişmelerin hızla ilerlemesi ile birlikte, yapay zeka ve sürdürülebilir enerji gibi sektörlerdeki şirketler, uzun vadeli yatırımcılar için cazip fırsatlar sunabilir. Ancak bu şirketlerin gelecekteki performansını garantilemek mümkün değildir, bu nedenle titiz bir araştırma şarttır.
Finansal tabloları analiz etmek, doğru şirketleri seçmenin en önemli adımlarından biridir. Gelir tabloları, bilançolar ve nakit akış tabloları gibi finansal raporlar, şirketin kârlılığı, borç düzeyi ve likiditesi hakkında değerli bilgiler sunar. Örneğin, yüksek borç oranına sahip bir şirket, beklenmedik ekonomik dalgalanmalara karşı daha savunmasız olabilir. Bunun yanında, gelir büyüme oranı, şirketin gelecekteki büyüme potansiyelinin bir göstergesidir. Yüksek ve istikrarlı bir gelir büyüme oranı, uzun vadeli yatırım için olumlu bir işarettir.
Sektör analizi de yatırım kararlarında önemli bir rol oynar. Sektörün büyüme potansiyeli, rekabet ortamı ve düzenleyici çerçeve gibi faktörler, bir şirketin gelecekteki performansını etkileyebilir. Örneğin, sağlık sektörü, yaşlanan nüfusun artan sağlık harcamalarıyla birlikte, uzun vadeli büyüme potansiyeli yüksek bir sektör olarak kabul edilir. Ancak, bu sektörde faaliyet gösteren şirketlerin, sıkı düzenlemelere ve yüksek rekabete uyum sağlaması gerekir.
Portföy çeşitlendirmesi, risk yönetiminin temel taşlarından biridir. Tüm yumurtalarınızı tek bir sepete koymak yerine, farklı sektörlerde ve farklı büyüklükteki şirketlere yatırım yaparak, riskleri dağıtmak önemlidir. Örneğin, %100 teknoloji hisselerine yatırım yapmak yerine, portföyünüzü teknoloji, sağlık, enerji ve emlak gibi farklı sektörlere dağıtarak, piyasadaki dalgalanmalardan daha az etkilenebilirsiniz. Warren Buffett gibi başarılı yatırımcıların da vurguladığı gibi, uzun vadeli yatırım stratejisi, sabır ve disiplin gerektirir. Kısa vadeli piyasa dalgalanmalarına kapılmadan, seçtiğiniz şirketlerin uzun vadeli büyüme potansiyeline odaklanmak, başarı şansınızı artıracaktır.
Sonuç olarak, borsada başarılı olmak için uzun vadeli bir yatırım planı, kapsamlı bir araştırma, finansal tablo analizi, sektör analizi ve portföy çeşitlendirmesi gibi unsurları içermelidir. Sabır, disiplin ve duygusal kontrol, uzun vadeli yatırım yolculuğunda başarının anahtarlarıdır. Unutmayın ki, herhangi bir yatırımın risk içerdiğini ve getiri garantisi olmadığını göz önünde bulundurmak önemlidir. Profesyonel bir finansal danışman ile görüşmek, kişisel durumunuza uygun bir yatırım stratejisi geliştirmenize yardımcı olabilir.
Bu araştırma, borsa piyasasında yatırım yaparken doğru şirketleri seçmenin önemini ve karmaşıklığını ele almıştır. Çalışmamız boyunca, başarılı yatırımın sadece şans değil, titiz bir araştırma, analiz ve stratejik karar verme süreçlerinin bir sonucu olduğunu vurguladık. Temel analiz ve teknik analiz gibi araçların, potansiyel yatırımların değerlendirilmesinde hayati bir rol oynadığını gösterdik. Ayrıca, risk yönetimi stratejilerinin ve portföy çeşitlendirmesinin, yatırım başarısının önemli unsurları olduğunu vurguladık.
Araştırmamız, finansal tabloların detaylı incelenmesinin, bir şirketin mali sağlığını ve büyüme potansiyelini anlamanın temel bir adım olduğunu göstermiştir. Gelir tabloları, bilançolar ve nakit akış tabloları gibi belgelerin dikkatlice analiz edilmesi, şirketin karlılığı, borç seviyesi ve likiditesi hakkında değerli bilgiler sunar. Bununla birlikte, sadece finansal verileri incelemek yeterli değildir. Rekabetçi ortam, sektör trendleri ve yönetim kalitesi gibi faktörler de yatırım kararlarını etkileyen önemli unsurlardır. Şirketin iş modeli, pazar payı ve gelecek planları gibi unsurların da detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.
Geleceğe yönelik olarak, yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojilerinin finans piyasalarında giderek daha fazla kullanılması, yatırım analizinde yeni fırsatlar ve zorluklar yaratacaktır. Büyük veri analitiği, daha doğru tahminler yapmaya yardımcı olabilirken, aynı zamanda manipülasyon riskini de artırabilir. Sürdürülebilir yatırım ve ESG (Çevre, Sosyal ve Kurumsal Yönetim) kriterleri, yatırımcıların kararlarını etkileyen önemli bir faktör haline gelecektir. Şirketlerin çevresel etkisi, sosyal sorumlulukları ve kurumsal yönetim uygulamaları, yatırımcılar için giderek daha önemli hale gelmektedir.
Sonuç olarak, borsa piyasasında başarılı olmak için sürekli öğrenme, disiplinli bir yaklaşım ve risk yönetimi esastır. Tek bir strateji veya yöntem her zaman başarılı olmayabilir; bu nedenle, farklı yaklaşımları birleştirmek ve piyasa koşullarına göre stratejileri uyarlamak önemlidir. Doğru şirketleri seçmek, kapsamlı bir araştırma, analiz ve sürekli öğrenme sürecini gerektirir. Bu araştırmanın, yatırımcıların bilinçli kararlar almalarına ve yatırım hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olması amaçlanmıştır.
