Altın, yüzyıllardır değerli bir metal olarak kabul edilmekte ve güvenli bir liman varlığı olarak görülmektedir. Değişken ekonomik koşullar altında, yatırımcılar genellikle portföylerini çeşitlendirmek ve risklerini azaltmak için altın yatırımlarına yönelirler. Ancak, altın yatırımı sadece güvenli bir liman olmaktan öte, doğru stratejilerle önemli finansal kazançlar sağlamayı da mümkün kılan bir araçtır. Bu çalışmada, altın yatırımının farklı yönlerini, finansal kazanç sağlamak için kullanılan yöntemleri ve bu yöntemlerin risklerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Son yıllarda yaşanan küresel ekonomik dalgalanmalar ve enflasyonist baskılar, altın fiyatlarında önemli artışlara neden olmuş ve altın yatırımının cazibesini daha da artırmıştır. Örneğin, 2020 yılında yaşanan pandemi krizi sırasında altın fiyatları rekor seviyelere ulaşmış ve birçok yatırımcı için önemli kazançlar sağlamıştır.
Altın yatırımının çeşitli yöntemleri bulunmaktadır. Bunlar arasında fiziksel altın alımı (altın külçesi, altın sikke), altın hisseleri, altın ETF’leri (Borsa Takaslı Fonlar) ve altın vadeli işlemleri yer almaktadır. Her bir yöntemin kendine özgü risk ve getiri profilleri vardır. Fiziksel altın alımı, güvenli bir seçenek olsa da depolama ve güvenlik maliyetlerini beraberinde getirir. Altın hisseleri ve ETF’ler ise daha likittir ancak altın fiyatlarındaki dalgalanmalardan doğrudan etkilenirler. Altın vadeli işlemleri yüksek getiri potansiyeline sahip olmakla birlikte, yüksek riskli bir yatırım aracıdır ve deneyimli yatırımcılar için daha uygundur. Dünya Altın Konseyi verilerine göre, 2022 yılında küresel altın talebi %18 artış göstermiştir. Bu artışın önemli bir kısmı, merkezi bankaların altın rezervlerini artırmalarından kaynaklanmaktadır. Bu durum, altının güvenli liman varlığı niteliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Bu çalışma, farklı altın yatırım stratejilerini karşılaştırarak, yatırımcıların kendi risk toleranslarına ve finansal hedeflerine en uygun yöntemi seçmelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, altın piyasasını etkileyen faktörleri, altın fiyatlarını tahmin etmenin zorluklarını ve yatırım stratejilerini optimize etmek için kullanılabilecek teknik analiz araçlarını ele alacaktır. Altın yatırımı, uzun vadeli bir yatırım stratejisi gerektirir ve aceleci kararlar alınmamalıdır. Pazar araştırması yapmak, riskleri değerlendirmek ve profesyonel bir finansal danışmandan destek almak, başarılı bir altın yatırımı için oldukça önemlidir. Örneğin, bir yatırımcı sadece altın fiyatlarındaki yükselişlere odaklanarak yatırım yaparsa, piyasadaki düşüşlerden önemli ölçüde zarar görebilir. Bu nedenle, detaylı bir piyasa analizi ve risk yönetimi stratejileri hayati önem taşımaktadır.
Altın Yatırım Türleri
Altın, yüzyıllardır değerli bir varlık olarak kabul edilmekte ve enflasyona karşı korunma aracı olarak kullanılmaktadır. Ancak altın yatırımı, sadece fiziksel altın külçelerini satın almakla sınırlı değildir. Günümüzde yatırımcılar, farklı risk toleranslarına ve yatırım hedeflerine uygun çeşitli altın yatırım araçlarına erişebilmektedir. Bu araçların her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır.
En yaygın altın yatırım türlerinden biri fiziksel altın satın almaktır. Bu, altın külçeleri, altın sikke veya altın takı şeklinde olabilir. Fiziksel altının en büyük avantajı, somut bir varlığa sahip olmaktır. Ancak, depolama, sigorta ve güvenlik gibi ek maliyetler gerektirebilir. Ayrıca, fiziksel altının alım satımı, diğer yatırım araçlarına göre daha az likit olabilir. Örneğin, büyük bir altın külçesini hızlıca nakde çevirmek, küçük bir altın sikkeyi satmaktan daha zor ve zaman alıcı olabilir.
Altın hisse senetleri, altın madenciliği şirketlerinin hisselerini satın alarak altın piyasasına yatırım yapmanın bir başka yoludur. Bu yöntem, doğrudan altın satın almaktan daha riskli olabilir çünkü şirketin performansı, altın fiyatlarından bağımsız olarak değişebilir. Örneğin, madencilik maliyetlerindeki artış veya şirketin yönetimsel sorunları, hisse senedi fiyatını olumsuz etkileyebilir. Ancak, hisse senetleri aracılığıyla, altın fiyatlarındaki yükselişten faydalanırken, aynı zamanda şirketin karından da pay alabilirsiniz. World Gold Council verilerine göre, 2022 yılında altın madenciliği şirketlerinin hisse senetleri, altın fiyatlarındaki yükselişe paralel olarak %15’lik bir getiri sağlamıştır (bu sadece bir örnektir ve gelecek getirileri garanti etmez).
Altın ETF’leri (Borsada İşlem Gören Fonlar), altın fiyatlarını takip eden ve borsada işlem gören fonlardır. Bu fonlar, çeşitli altın rezervlerine yatırım yapar ve yatırımcılara altın piyasasına kolay ve düşük maliyetli bir erişim sağlar. ETF’ler, fiziksel altına göre daha likittir ve işlem maliyetleri daha düşüktür. Ancak, ETF’lerin performansı, altının fiyatındaki dalgalanmalardan doğrudan etkilenir. Örneğin, altın fiyatlarında düşüş yaşandığında, ETF’lerin değeri de düşecektir.
Altın vadeli işlemleri (futures), belirli bir tarihte belirli bir fiyattan altın satın almayı veya satmayı garanti eden sözleşmelerdir. Bu tür yatırım, yüksek risklidir ve deneyimli yatırımcılar için uygundur. Vadeli işlemler, altın fiyatlarındaki spekülasyondan faydalanmak için kullanılabilir, ancak fiyatlardaki ani değişikliklerden dolayı büyük kayıplara da yol açabilir. Örneğin, beklenmedik bir jeopolitik olay, altın fiyatlarında ani bir düşüşe yol açabilir ve vadeli işlem sözleşmesini elinde bulunduran yatırımcıyı önemli zararlara uğratabilir.
Sonuç olarak, altın yatırımı, çeşitli yatırım araçları aracılığıyla gerçekleştirilebilir. Her yatırım aracının kendine özgü riskleri ve getirileri vardır. Yatırımcılar, risk toleranslarını, yatırım hedeflerini ve finansal durumlarını göz önünde bulundurarak en uygun altın yatırım türünü seçmelidir. Profesyonel bir finansal danışmanla görüşmek, doğru yatırım kararını vermenize yardımcı olabilir.
Altın Yatırımı ve Finansal Kazanç Sağlamak için İzlenen Yollar
Altın Alım Satım Stratejileri
Altın, yüzyıllardır değerli bir yatırım aracı olarak kabul edilmektedir. Enflasyona karşı korunma sağlaması, güvenli liman özelliği ve piyasa dalgalanmalarından nispeten daha az etkilenmesi, birçok yatırımcı için cazip kılmaktadır. Ancak, altın alım satımından kar elde etmek, doğru stratejiler ve piyasa analizine dayanır. Bu stratejiler, yatırımcının risk toleransına, yatırım hedeflerine ve zaman ufuklarına göre değişebilir.
Uzun Vadeli Yatırım Stratejisi: Bu strateji, altın fiyatlarındaki uzun vadeli yükselişe odaklanır. Yatırımcılar, altın külçelerini veya altın ETF’lerini (Borsa Takaslı Fonlar) uzun yıllar boyunca portföylerinde tutarlar. Bu strateji, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarından etkilenmez ve genellikle temettü gibi ek gelir sağlamaz, ancak uzun vadede önemli kazançlar elde edilmesini sağlar. Örneğin, son 10 yılda altın fiyatlarında %50’nin üzerinde bir artış gözlemlenmiştir. Bu, uzun vadeli yatırımcılar için önemli bir getiri anlamına gelmektedir.
Kısa Vadeli Alım Satım Stratejisi (Swing Trading): Bu strateji, altın fiyatlarındaki kısa vadeli dalgalanmaları kullanarak kar elde etmeyi hedefler. Teknik analiz, grafik desenleri ve göstergeler, alım ve satım kararlarını belirlemek için kullanılır. Bu strateji, daha yüksek risk ve daha yüksek getiri potansiyeline sahiptir. Örneğin, bir yatırımcı, altın fiyatlarındaki bir düşüşü fırsat olarak görüp altın satın alabilir ve fiyat yükseldiğinde kar elde etmek için satabilir. Ancak, bu strateji, piyasa tahminlerinde yanılma riskini de içerir.
Değer Yatırımı Stratejisi: Bu strateji, altın madenciliği şirketlerinin hisselerine yatırım yapmayı içerir. Bu şirketlerin hisse senetleri, altın fiyatlarındaki artıştan doğrudan etkilenir. Ancak, şirketin finansal performansı da hisse senedi fiyatlarını etkiler. Bu strateji, daha fazla araştırma ve şirket analizi gerektirir. Değer yatırımı, uzun vadeli bir bakış açısı gerektirir ve şirketin gelecekteki kazanç potansiyelini değerlendirmeyi içerir.
Döviz Piyasası (Forex) Stratejisi: Altın, döviz piyasasında da işlem görür. Yatırımcılar, farklı para birimleri arasındaki altın fiyatlarındaki farklardan yararlanarak kar elde etmeye çalışabilirler. Bu strateji, döviz piyasası bilgisine ve deneyimine ihtiyaç duyar. Forex piyasası oldukça volatildir ve yüksek risk içerir.
Risk Yönetimi: Herhangi bir altın alım satım stratejisi uygulanırken, risk yönetimi son derece önemlidir. Yatırımcılar, portföylerini çeşitlendirmeli, aşırı borçlanmaktan kaçınmalı ve sadece kaybetmeyi göze alabilecekleri miktarı yatırım yapmalıdırlar. Piyasa analizini dikkatlice takip etmek ve gerektiğinde stratejilerini ayarlamak da önemlidir. Stop-loss emirleri kullanarak zararların sınırlandırılması, risk yönetiminin önemli bir parçasıdır.
Sonuç olarak, altın alım satımında başarılı olmak için, piyasa koşullarını anlamak, doğru stratejiyi seçmek ve risk yönetimi prensiplerine uymak esastır. Her yatırımcının risk toleransı ve hedefleri farklı olduğundan, en uygun strateji kişiye göre değişir. Profesyonel bir finansal danışman ile görüşmek, yatırım kararlarınızı vermeden önce faydalı olabilir.
Altın Yatırımı ve Finansal Kazanç Sağlamak İçin İzlenen Yollar
Altın Yatırımında Risk Yönetimi
Altın, yüzyıllardır değer saklama aracı olarak kabul edilmekte ve portföy çeşitlendirmesi için tercih edilen bir varlık sınıfıdır. Ancak, altın yatırımı da diğer yatırımlar gibi risklerden tamamen arınmış değildir. Fiyat dalgalanmaları, enflasyon, jeopolitik riskler ve saklama maliyetleri gibi faktörler, altın yatırımının potansiyel riskleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle, başarılı bir altın yatırım stratejisi için risk yönetimi son derece önemlidir.
Altın fiyatlarındaki dalgalanmaların en belirgin risklerden biri olduğunu unutmamak gerekir. Örneğin, 2020 yılında COVID-19 pandemisi nedeniyle küresel belirsizlik arttığında altın fiyatları önemli ölçüde yükselmiştir. Ancak, 2022’de ABD dolarının güçlenmesi ve faiz oranlarındaki artışlar altın fiyatlarında düşüşe neden olmuştur. Bu örnek, altın fiyatlarının dış faktörlerden ne kadar etkilendiğini göstermektedir. Diversifikasyon, bu tür fiyat dalgalanmalarının etkisini azaltmak için en etkili stratejilerden biridir. Portföyünüzü sadece altına değil, hisse senetleri, tahviller ve gayrimenkul gibi diğer varlık sınıflarına da yayarak riskleri dağıtabilirsiniz.
Enflasyon, altın yatırımının bir diğer önemli riskidir. Yüksek enflasyon dönemlerinde, altın değerini koruyabilir hatta artırabilir. Ancak, enflasyonun düşük olduğu dönemlerde altın yatırımının getirisi diğer yatırım araçlarına göre daha düşük olabilir. Bu nedenle, enflasyon oranlarını takip etmek ve yatırım stratejinizi buna göre ayarlamak önemlidir. Örneğin, yüksek enflasyon bekleniyorsa, portföyünüzdeki altın oranını artırabilirsiniz.
Jeopolitik riskler de altın fiyatlarını etkileyebilir. Uluslararası gerilimler, savaşlar ve siyasi istikrarsızlıklar altın talebini artırabilir ve fiyatların yükselmesine neden olabilir. Bu riskleri azaltmak için, jeopolitik gelişmeleri yakından takip etmek ve olası riskleri değerlendirmek önemlidir. Haber kaynaklarını takip etmek ve uzman görüşlerini değerlendirmek bu konuda faydalı olabilir.
Saklama maliyetleri de altın yatırımı için göz önünde bulundurulması gereken bir faktördür. Fiziki altın saklamak için kasa kiralama veya güvenli bir kasa bulundurmak gibi maliyetler ortaya çıkabilir. Ayrıca, altın alım satım işlemlerinde komisyon ödenmesi gerekebilir. Bu maliyetleri minimize etmek için, yatırım stratejinizi dikkatlice planlamak ve düşük maliyetli brokerler veya platformlar kullanmak önemlidir. Altın ETF’leri veya altın madenciliği hisseleri gibi alternatif yatırım araçları, fiziksel altın saklama maliyetlerinden kaçınmanıza yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, altın yatırımı karlı olabilir ancak risklerden arınmış değildir. Risk yönetimi, başarılı bir altın yatırım stratejisi için olmazsa olmazdır. Diversifikasyon, enflasyon oranlarını takip etme, jeopolitik riskleri değerlendirme ve saklama maliyetlerini minimize etme gibi stratejiler, altın yatırımınızdaki riskleri azaltmanıza ve potansiyel kazançlarınızı maksimize etmenize yardımcı olabilir. Unutmayın ki, her yatırım kararı kişisel durumunuza ve risk toleransınıza göre verilmelidir. Profesyonel bir finansal danışmandan destek almak, yatırım kararlarınızı daha bilinçli almanıza yardımcı olabilir.
Getiriyi Maksimize Etme Yolları
Altın yatırımı, portföy çeşitlendirmesi ve enflasyona karşı koruma sağlaması nedeniyle uzun yıllardır popüler bir yatırım aracı olmuştur. Ancak, altın yatırımından elde edilecek getiriyi maksimize etmek için stratejik bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Bu, sadece altın satın alıp beklemekten çok daha fazlasını içerir. Getiriyi artırmak için çeşitli yollar mevcuttur ve bunların doğru bir karışımını kullanmak, yatırımınızdan en yüksek verimi almanızı sağlayacaktır.
Birinci ve en önemli adım, yatırım stratejinizi belirlemektir. Uzun vadeli bir yatırımcı mısınız yoksa kısa vadeli kazançlar peşinde misiniz? Uzun vadeli yatırımcılar genellikle, altın fiyatlarındaki dalgalanmalardan daha az etkilenirler ve daha sabırlı bir yaklaşım benimseyebilirler. Kısa vadeli yatırımcılar ise fiyat hareketlerini daha yakından takip etmek ve fırsatlardan yararlanmak zorundadırlar. Örneğin, 2020 yılında COVID-19 pandemisi sırasında altın fiyatları önemli ölçüde yükseldi. Bu durum, kısa vadeli yatırımcılar için önemli bir kazanç fırsatı sunarken, uzun vadeli yatırımcılar için ise varlıklarının değerinde bir artış anlamına geldi.
Altın satın alma yönteminizi çeşitlendirmek de getiriyi maksimize etmenin önemli bir yoludur. Fiziki altın satın almak, somut bir varlığa sahip olmanın güvenliğini sağlar. Ancak, saklama ve sigorta maliyetleri gibi ek masraflar da beraberinde getirir. Altın ETF’leri (Borsa Takip Eden Fonlar) daha düşük maliyetli bir alternatif sunar ve kolayca alınıp satılabilirler. Altın madenciliği hisseleri ise, altın fiyatlarındaki yükselişten doğrudan faydalanmanın yanı sıra şirketin performansından da kazanç sağlayabilir. Örneğin, bir altın madenciliği şirketinin yeni bir maden keşfi, hisse fiyatında önemli bir artışa yol açabilir. Bu yöntemler arasında riski çeşitlendirmek ve potansiyel getiriyi artırmak için bir kombinasyon kullanmak oldukça yaygındır.
Piyasa trendlerini takip etmek ve teknik analiz kullanmak da getiriyi artırmaya yardımcı olabilir. Altın fiyatlarını etkileyen faktörleri (enflasyon, faiz oranları, jeopolitik riskler vb.) anlamak, alım ve satım kararlarınızda daha bilinçli olmanızı sağlar. Teknik analiz ise, geçmiş fiyat hareketlerini inceleyerek gelecekteki fiyat hareketlerini tahmin etmeyi amaçlar. Bununla birlikte, hiçbir analiz yöntemi %100 kesin sonuç vermez ve yatırım kararları her zaman risk içerir. Profesyonel bir finans danışmanıyla görüşmek, kişisel durumunuza ve risk toleransınıza uygun bir yatırım stratejisi geliştirmenize yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, altın yatırımından maksimum getiri elde etmek, diversifikasyon, piyasa analizi ve stratejik bir yaklaşım gerektirir. Yatırım tarzınızı belirlemek, farklı altın yatırım araçlarını değerlendirmek ve risk yönetimi stratejileri geliştirmek, hedeflerinize ulaşmanızda önemli rol oynar. Unutmayın ki, her yatırım gibi altın yatırımı da risk içerir ve geçmiş performans gelecekteki başarıyı garanti etmez.
Altın Yatırımı ve Finansal Kazanç Sağlamak için İzlenen Yollar
Uzun Vadeli Altın Yatırımı
Altın, yüzyıllardır değerli bir yatırım aracı olarak kabul edilmektedir. Enflasyona karşı korunma özelliği ve güvenli liman niteliği, onu uzun vadeli yatırımcılar için çekici kılmaktadır. Ancak, altın yatırımı kısa vadeli dalgalanmalardan etkilenebileceği için, uzun vadeli bir strateji izlemek önemlidir. Bu strateji, sabır, araştırma ve piyasa trendlerinin anlaşılmasını gerektirir.
Uzun vadeli altın yatırımı, genellikle fiziki altın satın alımı veya altın ETF’leri (Borsa Takas Edilen Fonlar) aracılığıyla gerçekleştirilir. Fiziki altın, altın külçeleri veya altın paralar şeklinde olabilir. Fiziki altının avantajı, somut bir varlığa sahip olmanızdır. Ancak, saklama maliyetleri ve güvenlik önlemleri göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, 1 kg altın külçesinin güvenli bir kasada saklanması yıllık belirli bir maliyete sahiptir. Bu maliyet, yatırım getirisini etkileyebilir.
Altın ETF’leri ise, altın piyasasına daha kolay ve düşük maliyetli bir şekilde erişim sağlar. Bir ETF, bir sepet içinde çeşitli altın varlıklarını temsil eder ve borsada işlem görür. Bu, fiziki altına göre daha likit bir yatırım aracıdır. Ancak, ETF’lerin performansı, altın fiyatlarındaki dalgalanmalardan ve fon yönetim ücretlerinden etkilenebilir. Örneğin, SPDR Gold Shares (GLD), dünyanın en büyük altın ETF’lerinden biridir ve altın fiyatlarındaki hareketleri yakından takip eder. Ancak, yıllık %0.4 gibi düşük bir yönetim ücreti alır.
Uzun vadeli altın yatırımının başarısı, diversifikasyon stratejisiyle yakından ilişkilidir. Portföyünüzü yalnızca altına değil, diğer varlıklara da yatırım yaparak riskleri azaltabilirsiniz. Örneğin, hisse senetleri, tahviller ve gayrimenkul gibi farklı varlık sınıflarına yatırım yapmak, portföyünüzün genel performansını iyileştirebilir ve riskleri çeşitlendirir. Bir araştırmaya göre, portföyünde %10 oranında altın bulunduran yatırımcıların, yalnızca hisse senetlerine yatırım yapanlara göre daha düşük riskle daha yüksek getiri elde ettikleri gözlemlenmiştir. (Kaynak: [İstatistiksel Kaynak Eklemeniz Gerekiyor]).
Son olarak, sabır ve disiplin uzun vadeli altın yatırımının temel taşlarıdır. Altın fiyatlarındaki kısa vadeli dalgalanmalara kapılmadan, uzun vadeli hedeflerinize odaklanmanız önemlidir. Piyasa trendlerini takip etmek ve yatırım stratejinizi gerektiğinde güncellemek de başarı için önemlidir. Unutmayın ki, altın yatırımı her zaman kar garantisi vermez ve piyasa koşullarına bağlı olarak değer kaybı yaşanabilir. Dolayısıyla, yatırım yapmadan önce kapsamlı bir araştırma yapmanız ve risk toleransınızı değerlendirmeniz elzemdir.
Bu çalışmada, altın yatırımının finansal kazanç sağlamak için kullanılan çeşitli yolları kapsamlı bir şekilde inceledik. Araştırmamız, altının tarihsel olarak enflasyona karşı bir güvenli liman olarak kabul edildiğini ve portföy çeşitlendirmesinde önemli bir rol oynadığını göstermiştir. Ancak, altın yatırımının risksiz olmadığını ve piyasa koşullarına, jeopolitik olaylara ve ekonomik faktörlere bağlı olarak değerinin dalgalanabileceğini de vurgulamak önemlidir.
Çalışmamızda ele aldığımız yatırım yöntemleri arasında fiziki altın satın alma, altın hisseleri, altın ETF’leri ve altın madenciliği şirketlerine yatırım yer almaktadır. Her bir yöntemin kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmakta olup, yatırımcının risk toleransı, yatırım süresi ve finansal hedefleri göz önünde bulundurularak en uygun yöntem seçilmelidir. Fiziki altının saklama maliyetleri ve güvenliği gibi konuların da dikkate alınması gerekmektedir. Altın ETF’leri ise daha düşük maliyetli ve likit bir yatırım seçeneği sunmaktadır.
Araştırmamız, altın fiyatlarının çeşitli faktörlerden etkilendiğini göstermiştir. Bunlar arasında küresel ekonomik büyüme, enflasyon oranları, faiz oranları, dolar kuru ve jeopolitik riskler yer almaktadır. Bu faktörlerin gelecekteki hareketlerinin tahmini oldukça zordur, ancak uzman görüşleri ve piyasa analizi, yatırım kararlarında yardımcı olabilir. Teknik analiz ve temel analiz gibi araçlar, yatırımcıların piyasa trendlerini takip etmeleri ve bilinçli kararlar almalarına yardımcı olabilir.
Gelecek trendler ve öngörüler açısından, teknolojik gelişmelerin altın sektörünü nasıl etkileyeceği önemli bir alandır. Blockchain teknolojisi ve kripto paralar, altın piyasasında şeffaflık ve güvenilirliği artırabilir. Ayrıca, sürdürülebilir madencilik uygulamalarının artması ve ESG (Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim) faktörlerinin yatırım kararlarında daha fazla önem kazanması beklenmektedir. Yeşil altın gibi kavramların da önümüzdeki yıllarda daha fazla önem kazanması muhtemeldir.
Sonuç olarak, altın yatırımı, diversifikasyon amacıyla portföylerde yer alması gereken önemli bir varlıktır. Ancak, yatırım kararları verilmeden önce kapsamlı bir araştırma yapılması ve risklerin doğru değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışma, altın yatırımına ilişkin kapsamlı bilgi sağlamayı ve yatırımcıların bilinçli kararlar almalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Uzun vadeli bir yatırım stratejisi izlemek ve piyasa koşullarını sürekli takip etmek, altın yatırımından maksimum verim elde etmenin anahtar noktalarıdır.
